Basın camiasında politika yazan, çizen habercilerin çok sevdiği ifadeler vardır. Kongre süreçlerinde en fazla kullanılan ifadeler ise “tansiyon yükseldi”, “kazan kaynıyor” dur. Bugünlerde kazanın kaynadığı partilerden biri de Cumhuriyet Halk Partisi… Malumunuz olduğu üzere kongre süreçleri başlıyor.

Diyeceksiniz ki; AKP de kongre sürecinde, MHP’de durumlar ortada… Yine niye CHP?

Aslında kalem oynatmayı düşünmüyordum; ta ki dün sosyal medyada Bünyamin Dobrucalı arkadaşımın yazısını görene kadar. Buca Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Serkan Kalmaz’ın Dobrucalı’ya yaptığı açıklamaları okurken ağzım açık kaldı. Yanlış mı anladım diye bir kez daha okudum. Ama söylenenlerin yanlış anlaşılacak bir tarafı da yok.

Kalmaz’ın ilçe Başkanlığına adayım demeye çalışırken, örgüte yönelttiği eleştiriler oldukça ağır olmuş. CHP İlçe Başkanlığı hayali kuran Kalmaz adeta ayağına kurşun sıkmış.

Oy için kapısını çalacağı partilisine “belediyenin altında eziliyorsun”, “niye belediyeden iş istiyorsun” demek parti içi siyasi strateji açısından büyük bir hata değil midir? Siyaset ya da CHP uzmanı değilim ama yazıyı okuyunca aklıma ilk gelen bu oldu.

Oyunu istemek için kapısını çaldığı delege “Benim partiye verdiğim emeğin, akıttığım terin senin için hiç kıymeti yok mu?” derse Kalmaz ne cevap verecek çok merak ediyorum. Bu insanlar, kendilerini horgören bu yaklaşıma alkış mı tutacaklar?

Açıklamada dikkatimi çeken bir diğer noktada “Şu kadar üye yaptım diyenler; bu insanlar size üye olmadı, CHP’ye üye oldu” diye başlayıp, “Mevcut ilçe başkanını ben üye yaptım” diye devam etmesi oldu. Bu ne yaman çelişki Sayın Kalmaz…

Anlaşılan Serkan Kalmaz’ın kafası bir hayli karışık.

Türk siyasi tarihinin en renkli simalarından biri de rahmetli Osman Bölükbaşı’ydı. Sivri diliyle bilinen bir siyasetçiydi. Fıkra tadında anekdotlarıyla adını siyasi tarihe yazdırdı. Ancak kurduğu, genel başkanlığını yaptığı partiyi hiçbir zaman iktidara taşıyamadı.

Meydanlarda gürler, büyük alkış alır, fakat oylar sayılınca hep muhalefette kalan Osman Bölükbaşı, dinleyicilerine hep yakınırmış: ‘‘Sizin harmanınız büyük de, taneniz çıkmıyor… Burada beni dinlerken aşka gelip Rahman’ı alkışlarsınız, sandık başına gidince şeytana sarılırsınız.’’

Bölükbaşı böyle dedikçe seçmen yine alkışlamaya devam etmiş, ama sandıkta gidip başkasına oy vermiş

Kıssadan hisse…