Başkan Kocaoğlu’ndan referandum mesajı
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, referandumla ilgili önemli mesajlar verdi: “Hayır diyenlerin de, evet diyenlerin de düşüncesini özgürce sandığa yansıtması, herkesin makul ölçüde, aklıselimle ve pozitif davranarak; ülkenin, vatanın, milletin ve bayrağın yararını, menfaatini her şeyin üstünde tutarak davranması ve bu şekilde karar vermesi gerek. Ülke varsa, vatan varsa, millet varsa, biz biz oluyoruz; onlar yoksa biz neyiz ki? Referandumdan sonra ‘Vah yandım bittim, kül oldum’ diye bir şey olmamalı! Çünkü hayat devam edecek. Referandum sürecinde en büyük dileğim, toplumun ‘evetçiler’ ve ‘hayırcılar’ ile ayrışmaması, kutuplaşmaması..”
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nun (İEKKK) 66. toplantısı, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşti. 2017 yılı toplantı Başkanlığını üstlenen ESBAŞ CEO’su Dr. Faruk Güler, ülkede ve kentte yaşanan son olayları ve gelişmeleri değerlendirdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise konuşmasında “birlik, beraberlik, sabır ve dayanışma” vurgusu yaptı.
İEKKK’nın yeni üyeleri EGİAD Başkanı Aydın Buğra İlker ile TARİŞ İncir Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bircan da ilk toplantılarına katıldı. Kurulda ayrıca Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam, Ege İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nilhan Antitoros ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Ege Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Deveci’nin kurul üyelikleri kabul edildi.
Ekonominin en büyük hastalığı..
Türkiye’nin son üç yılının siyasi belirsizliklerle geçtiğini ve bunun ülke ekonomisine olumsuz yansıdığını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “2015 yılının ilk 6 ayı seçimle geçmiş, 7 Haziran’da seçime gitmişiz. İkinci 6 ayında da, 1 Kasım’da Türkiye genel seçimlerini yapmışız. 2016 yılına geldiğimizde ise ilk 6 ayı Başbakan bunalımıyla geçti, ikinci ayı ise Temmuz ayından itibaren baş gösteren darbeyle. İki yıl böylece bitti. 2017’ye girdiğimizde bir baktık ki referandum! Şimdi de yılın ilk 6 ayı böyle geçiyor” dedi ve şöyle devam etti:
“Ülkedeki terör belası, Suriye ve Irak’taki iç savaş ve oradaki politikaların Rusya, Amerika ve Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerimize yansıması, son birkaç senenin siyasetle geçirilmesi, ülke ekonomisi için negatif etki yapmakta. Bunun etkilerini hissetmeye başladık. Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kriz olmasını istemez ama rakamlardan, göstergelerden, en hafif biçimde de olsa bir iyiye gidiş olmadığı görülmekte. Reel sektörde, sanayide, tarımda hatırı sayılır bir büyüme yaşanmadan olmuyor. Hele hele finans sektöründeki faiz giderlerinin reel sektörde katma değer yaratarak karşılanmaması, Türkiye ekonomisinin en büyük hastalığı, problemi.. Sayın Başbakan’ın göreve geldiğinden beri üretimi, reel sektörün büyütülmesini ön planda tutan söylemlerde bulunması son derece sevindirici. Umuyorum katma değeri yüksek, ihracat yapılabilir ürünlerin artması konusunda bir adım atabiliriz.”
Sabır ve dayanışma
Anadolu insanının genlerinde sabır ve dayanışma olduğunu ve son dönemde bu iki öğenin öne çıktığını belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, “Anadolu’dan 9-10 bin yılda kayıtlı 33 tane medeniyet geçmiş. 50-60 civarında iktidar olmuş, devletler kurulmuş; padişahlar, hanlar gelmiş, gelmiş, gelmiş… Anadolu’da yaşayan insanlar, burada ayakta kalmak ve hayatlarını sürdürmek için iki ana özellik geliştirmiş. Bunun bir tanesi sabır. Anadolu insanı sabır küpüdür. Tarihten genlere yansımış.. İkincisi, sürekli sıkıntı yaşadığı ve ayakta kalmak zorunda olduğu için dayanışmayı, yardımlaşmayı geliştirmiş. Bu iki özellik bizi buraya kadar taşıdı. Anadolu insanı sabırlı olduğu için kolay kolay tepki vermez. Dayanıştığı için de büyük sıkıntıları komşuluk ve hemşehrilik ilişkileriyle aşmaya çalışır. Ama bugün umuda, birbirimize güven duymaya ve morale de çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Ülke için, vatan için, millet için…
Referandumda ne çıkarsa çıksın ülkenin sonu olmaması gerektiğini ifade eden Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hayır diyenlerin de, evet diyenlerin de yoğun bir şekilde çalışıp düşüncesini özgürce sandığa yansıtması gerek. Bu bir referandum.. Herkesin makul ölçüde, aklıselimle ve pozitif davranarak; ülkenin, vatanın, milletin ve bayrağın yararını, menfaatini her şeyin üstünde tutarak davranması ve bu şekilde karar vermesi gerek. Ülke varsa, vatan varsa, millet varsa, biz biz oluyoruz; onlar yoksa biz neyiz ki? Referandumdan sonra ‘Vah yandım bittim, kül oldum’ diye bir şey olmamalı! Çünkü hayat devam edecek. Bizim bu süreçte en çok pozitif enerjiye ihtiyacımız var. Paradan puldan daha önemli olan birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Para bulunur. Gelir, gider… Bugün olmaz, yarın olur.. Referandum sürecinde en büyük dileğim, toplumun ‘evetçiler’ ve ‘hayırcılar’ ile ayrışmaması, kutuplaşmaması..”