Başkan Gönenç nihayet Kozak’ı hatırladı

Başkan Gönenç nihayet Kozak’ı hatırladı
  • 11 Ağustos 2018 16:41

Kozak yaylası, yıllardır sıkıntı içinde…

Türkiye’nin en güzel manzaralarından birisi ile sizi karşılayan Kozak Yaylası, aynı zamanda en kaliteli çam fıstığının da üretim merkezleri…

Çam fıstığı, aynı zamanda bölgedeki köylerin de en büyük geçim kaynağı…

Ancak Türkiye’nin bu cennet köşesine bir süredir nazar değdi.

Çam fıstığı ağaçlarında başlayan yaygın hastalığa ve beraberinde gelen büyük verim kaybına bir türlü çözüm bulunamadı.

Kozak Yaylasını, tehdit eden bu hastalığa karşı tarımsal araştırma enstitüleri birçok proje hayata geçirdi. Üniversiteler üzerinde çalışmalar yaptı…

Yıllarca, Kozak Yaylası bu hastalıklarla ve çözüm için atılan adımlarla Türkiye’nin gündemine geldi.

Nedense Bergama Belediyesini ve Belediye Başkanı Mehmet Gönenç’i, Kozak Yaylasında veya bu projelerin içinde hiç göremedik.

Haber yapmak için Kozak Yaylasını, köylerini gezdiğimizde de Başkan Gönenç’le karşılaşmadık.

Kozak Yaylası’nda taş ocaklarının varlığı da madencilik girişimleri de bugüne dair bir olay değil.

Yıllardır, Kozak Yaylasındaki insanların bir numaralı gündemi Çam Fıstığındaki sorunlar ise iki numaralı gündemi de hep taş ocakları ve madencilik girişimleri olmuştur.

Peki, Sayın Başkan’ın gözlerini daha yeni açan şey nedir?

Neden yıllardır görmezden geldi de şimdi CHP İzmir Milletvekillerini yanına alarak basın açıklaması yapıp, imdat çığlıkları atıyor.

Çevre; hepimizin üzerinde titremesi gereken bir konu…

Ama çevre konusunda samimi değilseniz, o zaman çevrecilik adına yaptığınız şeyler, maalesef çevreye daha fazla zarar veriyor.

Sizler, çevreye samimi bir şekilde sahip çıkmazsanız,

Siyaseten kendinizi göstermeniz gerektiği zamanlarda elinize ‘çevre’ sihirli sopasını alıp, çevreci insanların samimi duygularını, kendi siyasi amaçlarınıza alet ederseniz; o zaman toplumun büyük bir kesimini kaybedersiniz.

Çevrenin korunması, geniş toplum kesimlerinin katkısını gerektiren, büyük işlerdir.

Ama insanlar samimiyetinizden şüphe ederlerse, verdiğiniz mücadelenin çevre için olmadığını bilir ve yanınızda yer almak istemezler.

Şimdi gel gelelim Başkan Gönenç’in bu çevre duyarlılığının nedenlerine:

Malum CHP’de büyük bir tartışma var, onun da ötesinde liderlik kavgası var.

Çok yakın bir zamanda da yerel seçimler var.

Başkan Gönenç de İzmir’in bu uzak köşesinde olmanın rahatlığı ile 2009’dan beri tabiri caizse Bergama’da bir eli yağda bir eli balda belediye başkanlığı yapıyor.

Bu haber ilgini çekebilir ->  Bayraklı’ya Portekiz’den kardeş şehir

Doğal olarak 2019 yerel seçimlerinde de bu koltuğu yeniden istiyor. Hatta bana sorarsanız Belediye Başkanlığından emekli olmak istiyor.

Ama gel gör ki, bu sefer CHP’de belediye başkan adaylığını koparmak biraz karmaşık bir süreç gerektiriyor.

Belediye Başkanlığının, Genel Başkanın iki dudağı arasında olduğunu bilen bazı Belediye Başkanları, koltuklarını korumak için bugünlerde türlü hünerler ortaya koyuyorlar.

O başkanları işte bu gibi genel politikaya ve ulusal gündeme göz kırpan  çıkışlardan tanıyabilirsiniz.

İZMİR’İN UNUTULAN HAZİNESİ: BERGAMA

Oysa Bergama, dünyanın kültür mirası içinde yer alan, doğal zenginliği kadar sahip olduğu kültürel mirasla da paha biçilmez bir ilçedir…

Sayın Başkan, ilçenin bu potansiyelini ne kadar ortaya çıkarabildi?

Bu potansiyelin ortaya çıkması için kaç kere isyan bayrağı çekti?

‘Bergama, bu potansiyel ile hak ettiği turist sayılarına ulaşamıyor, benim şunların, bunlarım eksik’ diye kaç kez feryat figan etti?

‘Dünyanın en değerli kültür mirası üzerine oturuyorum, bu kültürel mirası, çağdaş bir vizyonla gün yüzüne çıkarıp, dünyaya sunmam lazım, ne olur bir el atın’ diye ne zaman yardım istedi?

Bu konularla ilgili ne zaman hükümeti şikayet etti?

Ya da kaç kez kendi partisinden olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kapılarında nöbet tuttu, Aziz Başkan’ı kendi projelerine destek vermesi için yıprattı?

Başkan, Kozak Yaylasında sorun çok biliyoruz ama zamanlaman yanlış….

Bölgeyi tanımayanlar, Başkanın bu çıkışını çok haklı bulabilirler ama bölgeyi yıllardır takip eden biz gazeteciler, taş ocakları ve madencilik girişimlerinin en az 10 yıllık geçmişi olduğunu biliyoruz.

Neden dün isyan etmedin de bugün?

Neden Kozak Yaylasının onca hayati sorunu karşısında yıllardır o mis kokulu yaylada kamp kurup da nöbet tutmadın da bugün feryat ediyorsun?

Ben olsam, göreve geldiğim ilk yıllardan beri dünyanın en güzel yaylasına kamp çadırı kurar, Kozak’ın sorunlarını sağır sultana bile duyururdum.

Bir kez daha söylüyorum;

Çevre, en az kadın, çocuk ve hayvan hakları kadar önemli, hayati bir konu…

Hepimizin üzerinde titremesi gereken bir konu…

Ama samimi olmadığımız sürece de üstesinden gelemeyeceğimiz bir konudur.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.