Alternatif Market Zincirleri Sahibi Pehlivan “İzmir’in tüketim alışkanlıkları değişti”
Gazete Ege \ Gülşah İnallez
Alternatif Marketler Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Pehlivan 1980 yılında başladığı aile marketçiliğini farklı bakış açısıyla daha yukarılara taşımayı başarmış İzmir’in başarılı bir iş adamı. Pehlivanoğlu’nun kurucuları arasında yer alan Pehlivan, 2013 yılında İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin kooperatiflerinin ürettiği gıda ürünlerini İzmirlilere uygun ve aracısız bir şekilde sunarak, Alternatif marketler zincirini oluşturdu. Krizden en az etkilenen işletmelerden olduklarını vurgulayan Pehlivan, gıda sektöründe birçok yeniliğin öncüsü olduklarını ve İzmirlinin değişen tüketim alışkanlıklarını Gazete Ege’ye açıkladı.
En büyük yerel market biziz
İsmail Pehlivan, Gazete Ege’ye özel yaptığı açıklamada; geldiği noktayı bu sözlerle özetledi: “Aile şirketimizden belli bir süre sonra ayrıldım kendim Alternatif gıdayı kurdum. Daha çok alternatif gıdaları paketleme ve market işlemi yaptım. Kendi marketimizi kurduk. Eni ve best olarak tescilli markalarımız var. En iyi gıda ürünlerini kullanıyoruz. Bes’i temizlik ürünü olarak kullanıyoruz. Zincir mağazalara uzun süre mal tedariği yaptım. Baya bir süre o şekilde devam ettik. Fakat 2013 yılında Bayraklı’daki Alternatif Markezi kurduk. 28 Aralık 2013’te açtık ve yerel market ve metre kare olarak en büyük biziz.”
Kooperatiflere çağrı
Marketleri ve pazarlama anlayışı ile tüketici tarafından karşılık bulan işlere imza atan Pehlivan, kooperatiflere de çağrıda bulunarak; “Aradığınız herşeyi çok iyi fiyatlara bulabiliyorsunuz. Farklı bir marketçilik düşündüm. En büyük özelliğimiz kalitemiz ve fiyatlarımız. Çok uygun satıyoruz. Satın almayı kendim yaptığımız için kooperatiflerle çalışıyoruz. Üretim yapan kooperatifler varsa onlarında ürünlerini satarız. En büyük sloganımız evimizde yiyemeyeceğimiz hiçbir ürünü satmıyoruz. 8 mağazamız var. 135 kişi şuanda çalışıyor. Şu anda firmaların çalıştırdığı promosyon elamanlarımız var. Ailemiz büyüdü” ifadelerini kullandı.
2018 yılında 2 mağaza açtık
Krizden en az etkilenen işletmelerden biri olduklarını dile getiren Pehlivan, “Ekonomik koşullar nedeniyle büyümeyi ve mağaza sayısını arttırmayı düşünmüyoruz. Biz krizde mağaza açtık. Herkes kapattı biz açtık. 2018 yılında 2 mağaza açtık. Gıda satıyoruz. Bizim işimiz diğer sektörler kadar etkilenmiyor. İnsanlar yiyecek içecek kimse aç durmayacak. Genel olarak gıda sektörü en az etkilenen sektördür. 1 kilo et almıyor 750 gram alıyor ama bütçesine göre vatandaş alışveriş yapıyor” diye konuştu.
Alış fiyatına satıyoruz
“Türkiye’deki büyük zincir mağazaları yabancı fonla. Bizim en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi mağazalar artık adım başı. Her mahallede mağaza var. Bunlar masrafsız mağazalar. Dekorasyon masrafları yok. En büyük karlılığı da onlar yapıyorlar. Bu bize haksız bir rekabettir. Çizgimizin altında belli ciroların altına düşmemeye çalışıyoruz” diyen Pehlivan, kaliteden vazgeçmeyeceğini vurgulayarak; “Bunları düşürmemek için sürekli kampanya yapıyoruz. Bazı ürünleri alış fiyatına satıyoruz. Hala Türkiye’de fiyat olgusu birinci oranda. Kalite olmazsa olmazımız. Fiyat birinci planda. Bu krizde vatandaş fiyata bakıyor” şeklinde konuştu.
Tanzim satışı 15 günden fazla sürdüremedik
Tanzim satış uygulamasını da İzmirli vatandaşların cebini düşünerek gerçekleştirdiklerini vurgulayan Pehlivan, “Biz bundan bir ay oluyor yaklaşık tanzim satışlar çıktı. Meyve ve sebzede. Ege Bölgesinde ilk defa biz uyguladık Alternatif Market olarak. İstanbul ve Ankara fiyatlarıyla 15 gün yaptık. Muazzam bir satış oldu fakat kar var mı? yok. Bazı ürünlerde sıfır. İstanbul Ankara’ya ayak uyduralım dedik. Sosyal sorumluluk gibi oldu. Belli dönemlerde bunu yapıyoruz. Zararına mal satıyoruz. Soğanı 3.95’e aldık 2.95’e sattık. Patatesi o şekilde aldık sattık. Yeterki bizim de bir farkımız olsun diye düşündük. 15 günden sonra daha fazla devam etttiremedik” dedi.
Alışverişte eskiye dönüş var
Vatandaş ile marketlerde sıcak ilişki kurduklarını dile getiren Pehlivan, eski geleneklerimize uygun alışverişi marketlerinde mümkün kıldıklarını bu sözlerle açıkladı: “Biz tüketiciye yakın mağazayız. Onlar daha soyut tüketiciyle ilgili değiller. Büyük mağazalar buna bakmıyor. Dünyada alışverişler bile ilişkiye dönüyor. Benim reyonumda çalışan arkadaşlar müşterilerin çoğunu tanıyorlar. Ayşe Hanım hoşgeldiniz. Abim nasıl iyi mi? Yeni bir peynir geldi, onu size tavsiye edebilirim. Müşterininde bu durum hoşuna gidiyor. O devri bitti. Türkiye belli şehirlerde o alışveriş tarzını bitirdi. Eskiye dönüş var müşteri bu şekilde istiyor artık.”
İzmir’de tüketim alışkanlıklarımız değişti
Pehlivan, İzmir’in tüketim alışkanlıklarının değiştiğini dile getirdi. Kar marjlarını düşürdüğünü ve krizi bu şekilde atlatmayı planladığını dile getiren Pehlivan, İzmir’de kriz ile beraber aldığımız ürünlerinde değiştiğini dile getirdi: “Seçimlerden sonra ne olacağını kestiremiyoruz. Çok büyük zam beklentileri var. Dolar aldı başını gidiyor. Birçok şey Dolar ve Euro endeksli. Bizimde işimiz zorlaştı. Bu işe para yetmiyor artık. Bazı destek almasak firmalardan ayakta kalma şansımızı yok. Küçülme yaşamadık ama ben özellikle ciroyu arttırmayı bekliyorum. Ben küçüldüğüm zaman işçi çıkarmak zorunda kalırım. Ben bu koşullarda ayakta kalabiliyorsam niye küçüleyim. Önemli olan ciromu arttırmak ciromu arttırırsam sıkıntı yok. Nasıl olsa bu sektör ilelebet olacak. 100 bin lira ciro da aynı 120 de aynı. Ben krizi böyle atlatmak istiyorum. Enflasyon oranında büyüyoruz ama sürümden kazanıyoruz. Kar marjlarımız düştü. Bu hemen hemen Türkiye’nin her yerinde aynı. İstanbul ve Ankara’ya nazaran İzmir daha farklı bir tüketim var. Ankara ile kıyaslanamaz, Ankara acayip tüketiyor. Bizde beyaz peynir rakı balık karpuz kavun yeşillik. Ne pastırma yiyorlar ne birşey. Ama Ankara’ya gittik adam 1.500 kilo pastırma satıyor. Tabi iklim koşullarıyla da alakalı hepsi sosyete bizimkiler. İzmir’in tüketim alışkanlığı değişti. 40 sene önceki alışkanlıklar ile bu dönemin alakası yok. Şu anda koyun peyniri satamıyoruz. Eskiden böyle değildi. Ekonomiye bakıyor insanlar. Koyun peyniri pahalı kim alacak koyun peyniri. Diyoruz yağsız tuzsuz almayın ama hayır ben onu alacağım diyor.”