AK PARTİYE OY VERMEM!
Bu söz bana ait değil, son toplantıda gördüğüm ve önceden tanıdığım bir Ak Partiliye ait.
Bilal Erdoğan’ın açılışını yaptığı bizimde davetli olduğumuz TÜGVA İzmir İl temsilciliği açılış törenini izlerken bu yazıyı yazmayı düşündüm.
Reisicumhurun mahdumunun katıldığı ve reisicumhur tarafından çok önem verilen vakfın açılışı benim tahminlerimin çok ötesinde son derece sönük ve ilgi gösterilmeyen bir toplantı oldu.
Genç ve heyecanlı il temsilcisinin bütün gayretine rağmen o toplantı bana Ak Parti ve seçmeni hakkında neredeyse kesin bir kanaat verdi.
Açılışa gelen az miktar öğrencinin yanı sıra önceden de çeşitli ortamlarda rast geldiğim menfaatperestleri orada özelliklede bir eğitim faaliyetinde görmek çok ilginç oldu.
Organizasyonun belirli bir hamisi olmadığı için katılan Büyükşehir adayı Nihat Zeybekçi’ye nerdeyse söz verilmeden toplantı kapatılacaktı.
Şimdi bunları neden yazdığıma gelince, iddiası çok büyük olan bir siyasi parti kurum ve yöneticileri ile insan kaynağını o kadar telef etmiş ki bu kadar basit bir organizasyonda bile amatörlük sınırlarını zorlayacak hatalar yapılabiliyor.
Bunu buradan alın makro siyasete taşıyın aynı sonucu görürsünüz.
Beka kıskacına ve %50 barajına sıkıştırılan Recep Tayyip Erdoğan sanki Türkiye tek şehirmiş O’da onun belediye başkan adayıymış gibi canhıraş bir kampanya yürütmekle bize bu sonucu zaten veriyor.
Her türlü ekonomik zorluğu geçtim artık partinin seçmenleri organizasyonlara ilgi göstermiyor.
Adayların bir kısmının kirli insanlardan tercih edildiği noktasında zımmen bir taban ittifakı var.
Mevcut toplantıda da gördüğüm akbaba simalar dışında saf gönül ve zihinler ya kenardan seyretmeyi yada son demde çırpınarak bir şeyler yapmayı deniyor ama iş biraz sıkıntılı.
Aktörlerin sahada kullandıkları dil ve söylemeleri devasa propaganda aygıtına rağmen karşılık bulmakta zorlanıyor.
Daha önce yazmıştım Erol Olçek’in öldürülmesi Ak Partinin vizyon ve vitrin çabalarının gerilemesine neden olacağı için bilinçli bir tercih olarak uygulandı.
Zaman beni haklı çıkardı.
Nihat Zeybekçi teşkilatlardan bulamadığı desteği artık aşmış olmalı ki sahaya tek başına inerek mücadele veriyor.
Ama gecikmiş bir çaba.
Tüm arızalarına rağmen CHP ittifakı bir hayli önde.
Buradan genele uzanacak olursak son haftada bir varlık yokluk propagandasına süreci getiren Ak Parti açığı kapatmakta bir hayli zorlanıyor.
Seçmeni konsolide etmekte en büyük sıkıntısı ekonomik açmazların yanı sıra zenginlik kokan propaganda faaliyetleri ile adayların büyük kısmının elde ettikleri imkanlar sonucu görgüsüzce sergilediği zengin tavırlar seçmen açısından büyük problem olarak algılanıyor.
İnandıklarında ve değerlerinde samimi olan bu tertemiz Ak Parti seçmeninin çabasını gördükçe tabanın kazandıklarını tavanın nasıl heba ettiğini görmek ilginç oluyor.
Bana CHP ve ittifakını neden yazmıyorsun diyenlere küçük bir notum var, onlar bu sefer büyük balığı yakaladılar ama bakalım kıyıya çekmeyi becerebilecekleri mi ,göreceğiz.