AK Parti İzmir’de Taşlar Yerinden Oynuyor: Kabineye Kim Girecek, İl Başkanlığına Kim Gelecek?

Ankara’da kabine değişimi yaklaşıyor. Ancak bu kez kulislerin en derin sesi İzmir’den yükseliyor.
Uzun süredir yerelde kendi dengesiyle ilerleyen İzmir siyaseti, şimdi doğrudan Ankara’daki yeni yapılanmanın içinde konuşuluyor.

Dört isim, kabine için ciddi ciddi tartışılıyor.
Her birinin arkasında ayrı bir çizgi, ayrı bir güç, ayrı bir siyasal pozisyon var.

Kulislerin en güçlü ismi olarak Prof. Dr. Nükhet Hotar gösteriliyor.
Kurucu AK Parti kadrosunun önemli isimlerinden biri. 22, 23, 25 ve 26. dönemlerde İzmir milletvekilliği yaptı.
Genel Başkan Yardımcılığı görevinde uzun yıllar bulundu. En son Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü ve ardından Cumhurbaşkanlığı kararıyla
Akdeniz İçin Birlik nezdinde Türkiye’nin Özel Temsilcisi oldu.

Bugünlerde, yeni kabinede yer alacağına dair kulisler hiç olmadığı kadar güçlü.
Kulislerde, “Nükhet Hanım yalnızca isim olarak değil, anlam olarak kabineye alınırsa bu bir mesaj olur” yorumu sıkça yapılıyor.
Ancak bu ihtimale MÜSİAD çevresinin mesafeli durduğu ve perde arkasında bazı itirazlar yükselttiği iddia ediliyor.

***

Bu denklemin diğer aktörü ise Bilal Saygılı.
AK Parti İzmir İl Başkanı. MÜSİAD İzmir Başkanlığı geçmişiyle, ekonomik tabanlı teşkilat kurgusunun içinden gelen bir isim.

Kulis bilgilerine göre, MÜSİAD yalnızca Saygılı’nın bakanlığına sıcak bakmıyor; aktif şekilde bu sürecin gerçekleşmesi için Ankara’da kulis yürütüyor.
Bilal Saygılı’nın da bakanlık beklentisinin yüksek olduğu ve bu yönde girişimlerde bulunduğu iddia ediliyor.

Henüz netleşmiş bir karar yok ama Saygılı’nın ismi, yakın ekibine göre artık sadece il başkanı olarak değil, bakan olarak da telaffuz ediliyor.

***

Diğer yanda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ var.
Partinin gençlik kollarından yetişip genel merkezin strateji birimlerine kadar uzanan bir siyasi yolculuk…
Erdoğan’a yakınlığı, genel merkezdeki ağırlığı ve sahadaki etkisi onu her kabine öncesi doğal adaylardan biri haline getiriyor.

Kulislerde, “Hamza Dağ’ın kabineye alınması partinin iç dengesini etkiler, Erdoğan onu stratejik merkezde tutmak isteyebilir” yorumları yapılıyor.
Ancak tüm buna rağmen, Hamza Dağ’ın kabineye bakan olarak girme olasılığı en yüksek isimlerden biri.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, Dağ’ı kabineye almadan da partideki kritik görevlerinde değerlendirmeye devam edebileceği senaryosu da ihtimaller arasında.

***

Ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu…
Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinden sonra yeniden milletvekilliğine döndü.
Tecrübesi onu listede tutuyor, ancak bu dönem isminin biraz daha geride konuşulduğu açık.
Yine de Ankara siyasetinde hiçbir dosya tamamen kapanmaz.

***

Bu hesapların bir de İzmir sonrası boyutu var.
Zira Saygılı bakan olursa, boşalacak il başkanlığı için de kulisler ısınıyor.

***

Özgür Hızal, bu koltuk için adı en çok geçenlerden biri.
Grup sözcülüğüyle tanındı, teşkilatın içinden geldi, Ankara’da Genel Sekreter Yardımcılığı göreviyle yeniden pozisyonlandı.
Eyüp Kadir İnan’a yakınlığıyla biliniyor.

Kulislerde, “İnan, Saygılı’dan boşalan yapıyı Hızal ile yeniden kurmak isteyebilir” yorumu yapılmakta.
Eyüp Kadir İnan, AK Parti Genel Sekreteri olarak yalnızca Ankara’da değil, İzmir siyasetinde de etkili ve yön verici bir figür.
İzmir teşkilatının yeni şekillenmesinde belirleyici gücün İnan olacağı kulislerde yüksek sesle konuşuluyor.

***

Bir diğer alternatif ise Hakan Yıldız.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili.
Henüz açık bir adaylık sinyali vermese de, adı geçen alternatiflerden biri.

***

Ve Rahmi Taştan…
AK Parti İzmir İl Yönetimi içinde uzun süredir yer alan bir isim.
Teşkilat disiplini ve organizasyon becerisiyle tanınıyor.
Geçmişte il başkan yardımcılığı ve teşkilat başkanlığı görevlerinde bulundu.
Parti içi aidiyeti ve saha tecrübesiyle il başkanlığı için konuşulan isimlerden biri.

***

İzmir’den kabineye kaç isim gider, il başkanlığı kimde kalır?
Henüz erken ama artık çok da değil.

Masada sadece isimler değil; iradeler, güç merkezleri ve itirazlar da var.

***

Biz tarihe notumuzu düşelim.
Bugün “Hadi canım, olur mu öyle şey?” diyenler, yarın bu satırları dönüp tekrar okuyacak.