Türk siyaseti mütemmim cüzleri ile birlikte Ak Partinin aleyhine İYİ Parti başta olmak üzere muhalefetin lehine gelişiyor.
Önce nedir bu mütemmim cüzler ona bakalım.

En büyük öncelik ekonomide.

Güvenlik artık prim yapmıyor.

Öncelikli olan her fakirin bir gün parayı bulduğunda sosyeteye karışma arzusunu yaşayan bir siyasetle içiçeyiz.

Bunu eski Yeşilçam filmlerinde yada TRT’de yayınlanan çocukluk yıllarımız dizisi Kaynanalar da buluyoruz.

Rahmetli hiciv üstadı sanatçılar Tekin Akmansoy ve Leman Çıdamlı bu hikayenin hakkını verenlerdi.

Bu başlığa döneceğiz.

İktidar siyasetinin sıradan insanlardan uzaklaşıp sadece göstermelik kendi seçmenine lokal yaklaşımları geniş kitleleri tatmin etmiyor.

Küçük bir gönüllü kesim ile Ak Parti giderse endişesini yaşayan cemaat ve tarikat mensupları dışında karşılıksız destek pek görünmüyor.

Ciddi bir pragmatist kitle iktidarı kuşatmış görünüyor.

Aslında buna Ak Partiyi yönetenler de yol verdiler.

Yani her fakirin hayali olan zenginleşip çevreyi değiştirme arzusu Ak Parti de zirveyi yakalamış görünüyor.

Artık bilgi kirliliği o kadar fazla ki Reis , işsizlere beddua ederken yada yoklukla mücadele edenleri küçümsediğinde bunu görmemek aptallık olur.

Enflasyonun bile astronomik zıplayışı kontrolü kaybetme algısını netleştiriyor.

Tek doğru etrafındakilerin siz en doğrusunu yapıyorsunuz söylemi olsa gerek.

Kadrolara baksanıza kurucu kadrodan bir avuç adam kalmış, sanırım onlarda duruma rıza göstermiş.

Makro göstergelerle günü geçiren hükümet mikro alanda kaynamayan tencereyi, yanmayan sobayı ve lambayı pek göremez oldu.

Bu bir kişi de olsa Fıratın kenarında ki kurtla kuzuya tekabül eder.

Muhalefet özellikle Meral hanıma gelirsek, iktidarın tersine  fakir sofrasına oturmaya başladılar.

Netice de muhalefet liderleri varlıktan geliyorlar.

Siyaseten kıymet verdiğim bir abim “ gecekondu mahallesinde yüzünde çıban olan birini öpebiliyorsan siyasetçisin” demişti.

İşte Meral hanım bunları öpebiliyor ve bu onun artısı oluyor.

Davutoğlu ve Babacan her ne kadar boy gösterse de onlar bir parça tuzu kuru Ak Parti tabanına oynuyor.

Kılıçdaroğlu’na gelecek olursak o kurucu babaların partisinin devamı olduğu için bozuk sicilini düzeltmede insanüstü gayret göstermekle meşgul.

Sonuç da muhalefetin lideri olarak yol alıyor ama Meral hanımın farkı orada da net hissediliyor.

İmamoğlu ve Yavaş beklenenin çok üstünde bir başarı göstermese de olması gerekenin bile tamamını yapmasa da halk olarak kabul edilen kesimler ile kurdukları iyi ilişki onları başarılı gösteriyor.

Hülasa bürokraside yaşananlar, fakir sofralarından kopuşlar seçkinci iktidarı doğurdu.

Özellikle varlık dönemlerinde iktidar nimetlerinden nasiplenen geniş kitleler yaşanan ekonomik sıkıntılar ile ne İHA’ları, ne SİHA’ları ne Ermenistan’a karşı kazanılan başarıyı, ne diğer büyük büyük yol, köprü ve diğerlerini göremez oldu.

Bunlar avutmuyor.

Kendilerine dokunan ve umut vaad edenleri öncelemeye başladılar.

Hepsi bir tarafa Ak Parti bu doları böyle maceraya sokup faiz ile oyun oynamayacaktı.

Geniş halk kesimlerinin üç kuruşluk menfaatine dokunmayacaktı.

Sayın Erdoğan’ın bir türlü düşmeyen % 45 lik halk desteği heba oldu.

İlk seçimde ,ki bence çok yakın CB kim olur bilemem ama Meral Hanım başbakan olur.