SUSMUYORUZ !!
Ülkemizde çocuğa yönelik cinsel istismar vakaları her geçen gün artmaya devam ediyor. Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde %30’unun 2-5 yaş arası %40’ının 6-10 yaş arası %30’unun ise 11-17 yaş grupları aralığında olduğu görülüyor.
TÜİK’in sözde verilerine göre ülkemizde çocuk istismarıyla ilgili açılan dava sayısı son 10 yılda yaklaşık 3 kat artarken 250 bin çocuk cinsel istismara uğradı. İnsan hakları derneğinin 2018 raporona göre ise çocuk istismarlarında Dünya’da 3. sırada yer alıyoruz. Türkiye’de 2002’den bu yana 440 bin çocuk anne oldu. Adalet bakanlığı ise çocuk istismarıyla ilgili verileri toplumla paylaşıp farkındalık oluşturmak yerine bunları kamuoyuyla paylaşmamayı tercih ediyor. Uzmanlar cinsel istismar vakalarının ancak %15’inin adli makamlara intikal ettiğini söylüyor, gerisinin üzeri bir şekilde kapatılıyor ve çocuklar yaşadıkları tramvalarla kalıyor.
Şunu biliyoruz ki bir çocuğun cinsel istismara uğraması demek onun zihninde tamir edilmesi çok zor yaralar açılması anlamına geliyor. İlerideki tüm yaşamını olumsuz şekilde etkileyecek bir travma doğuruyor. Çocuk istismarı konusu tüm toplumun üzerinde hassasiyetle eğilmesi gereken çok önemli bir konu. Bu verilerden şunu anlıyoruz ki bu konu bizim için kanayan bir yara ve acı bir gerçek.
Toplum vicdanını derinden yaralayan bu olayları gizli tutarak, veri paylaşmayarak üzerini örtmeye çalışmak yerine, çözüm üretebilmek için bu olaylarla yüzleşmemiz gerekiyor. En önemlisi aileler ve çocukların bu konuyla alakalı mümkün olan en yüksek bilinç düzeyinde olması çok önemli. toplumun tüm kesimlerinin bu konuda üzerine düşen sorumluluğun farkında olması, pedagoji üzerine çalışan tüm akademi çevrelerinin bu konunun üzerine eğilerek yenilerinin yaşanmaması için çalışması çok mühimdir.
Geçtiğimiz günlerde Antalya’nın Elmalı ilçesinde yaşanan ve hepimizin vicdanlarını kanatan olayda anne ve üvey babanın 6 yaşındaki kız çocuğu ve 9 yaşındaki ağabeyine cinsel istismarda bulundukları çocukların olayı resimle anlatmaları üzerine ortaya çıkıyor. Yaşanan çocuk istismarının kamuoyuna yansıması, ertesinde yaşanan tartışmalar bu alanda ortak bir politika üretme zorunluluğunu bir kez daha göstermiştir. Siyasi görüş, inanç ve düşünce ayrımı yapmaksızın sorumluluğu olan tüm kişi ve kurumlar soruşturulmalı ve cezalandırılmalıdır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ”Vatanı Korumak Çocukları Korumakla Başlar” sözünü bir kez daha hatırlatıyor ve çekin artık o pis ellerinizi çocuklarımızın üzerinden diyoruz.