“Artık sabrımız taştı”

Harmandalı’daki düzenli çöp depolama alanında yaşanan kayma üzerine bir açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’de kurmak istedikleri Katı Atık Berteraf Tesisi’nin yapımı için yer arayışlarında artık sabırlarının taştığını belirterek İzmir halkı adına tüm yetkililerden destek istedi. Başkan Kocaoğlu Katı Atık Berteraf Tesisi için bugüne kadar yaptıkları çalışmaları, verdikleri mücadeleyi ve taleplerini şöyle özetledi:

“Bizim çevre konusunda, tüm çabamıza ve iyi niyetimize rağmen bir türlü halledemediğimiz bir konu Katı Atık Berteraf Tesisi.. Evsel katı atıkların enerjiye çevrilmesi, yani yük olmaktan çıkarılıp bir ekonomik kazanca dönüştürülmesi.. Bir çok proje ve yol yöntem dinledik. Başladığımızdan bu yana bir çok teknolojik gelişme oldu. Bunları da izliyoruz, kafamız net ama bir türlü  yer bulup hayata geçiremedik. Bunu yapıp örnek bir tesisi hayata geçirdiğimizde o zaman herkes görecek. Peki niye böyle oldu? Neden ÇED’de tıkanıyoruz? Bu artık tahammül edilemez bir duruma geldi. İktidar partisi milletvekillerinin,  meclis üyelerinin bu konuda adım  atmaları ve destek olmaları gerekiyor. Bu İzmir’in sorunu… İzmir Büyükşehir Belediyesi de bütün kararlılığı, samimiyeti ve kaynaklarıyla  evsel atıkların berterafı konusunu çözmek istiyor ve bu iradeye sahip. Biz bu kaymadan sonra, bütün yetkilileri, kurum ve kuruluşları bir kez daha destek olmaya çağırıyoruz. Her konuda, her yerde gerekçe üretilebilir. Eksikler var denilebilir. Eksik görülen raporlar birkaç defa istenebilir ama bu işin artık işin tahammülü yoktur. Bizim de, İzmirli hemşehrilerimizin de sabrı taşmaktadır.”

İzmir’in gündemini en çok meşgul eden konular arasında yer alan ve büyük önem verdikleri  Katı Atık Berteraf  Tesisi için yer arayışlarında izin süreçlerinin devam ettiğini hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Nihayet korktuğumuz başımıza geldi. Harmandalı’nın kapasitesinin üstünde çöp depolandığı, 9 Eylül Üniversitesi ile istinad duvarlarının yapıldığı ve yer arayışlarımızın sürdüğü bir aşamada, dün gece nedenini bilemediğimiz bir kayma söz konusu oldu. Bir mal sahibinin beyanına göre hayvan zayiatı olduğu bilgisi geldi. Sevindirici olan can kaybının yaşanmaması” diye konuştu.

1992 yılında dönemin Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından  Türkiye’nin ilk düzenli depolama alanı olarak faaliyete başlayan Harmandalı Depolama Alanı’nda daha  önce 9 ilçenin evsel atıklarının depolandığını, sonra bu sayının 21 ilçe ve ardından da 30 ilçeye çıktığını kaydeden Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:

“Olmayan ilçelerimizde transfer istasyonları yapmaya çalışıyoruz. Hem ilçe belediyeler çöplerini Harmandalı’ya getirmek zorunda oldukları için ciddi bir madde külfet üstlenmek zorunda kalıyorlar hem ayrı yerlere dökerlerse belediye bürokratları soruşturma geçiriyor. Böyle bir durumdayız. 2005 yılından bu yana yer arayışı çalışmamızı sürdürüyoruz. Kaynaklar Gökdere Bölgesinde, Taşkesik’te iki farklı alanda, sonra Torbalı’da iki ayrı yerde çalıştık. Hiçbirisinden bir netice alamadık. En son kuzeyde üç ilçemizin; Karşıyaka, Menemen ve Çiğli’nin buluşma noktasında bir alanda bir yer bulduk. İlk olarak ben de  meslek odaları ile birlikte gittiğimizde gördüm. Sonra çalışmalara başladık. Önce ön ÇED için bütün kurumlardan müsaade aldık. Ön ÇED’ten sonra ihaleye çıkarak ÇED sürecini başlattık. Raporunun hazırlanması sürecini başlattık. Orada da mesafe kaydettik. Gerekli 15 kuruluşun 14 tanesinden  olumlu görüş aldık. Sadece Orman Bölge Müdürlüğü’nün görüşü henüz oluşmadı. Hükümet kurulduktan sonra ilk ziyaretimizi Ankara’da da bu konu üzerinde yoğunlaştırdık. En önemli konumuz buydu.  Su ve Orman Bakanımız Veysel Eroğlu ve Binali Yıldırım Bey ile görüşme yaptık. Ondan sonra da bu konu üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakan ile beraber Binali Bey geldiğinde yine konuyu konuştuk. Destek olacağını beyan etti. Bu çalışmalarımız devam ediyor. Bir ara bölgede 2800 kişinin yıllık  su ihtiyacını karşılayacağı su tespitleri yapıldı. Onunla da ilgili bütün taraflarla bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdik. Orada da bilim insanları, her yerde 2800 kişinin yıllık su ihtiyacının karşılanacağı artezyanın çıkartılabileceği ve buranın uygun olduğu görüşünü savundular. Onun üzerine DSİ’den görüş alırken bir susuzlaştırma projesi de sunduk. Bu susuzlaştırma projesi DSİ Bölge Müdürlüğü’nde uygun bulundu ve devamında  DSİ’den olumlu görüş aldık. Şimdi sadece Orman Bakanlığı’nın görüşü kaldı.  Her zaman bahsettiğimiz gibi 4 yeri belirlemeye çalışıyoruz. Bunlardan bir tanesi kuzeyde bir yer; aynı zamanda Harlmandalı Çöp Deponi alanından kuş uçuşu iki kilometre bir mesafede. Ayrıca güneyde bir yerde çalışıyoruz. Ön ÇED sürecini başlatmamız için uzman görüşleri olumlu ama yine Orman Bölge Müdürlüğü’nden ön tahsis almadan ön ÇED sürecini başlatamıyoruz. Onunla da ilgili yazışmalarımızı sürdürüyoruz. Bakırçay Havzasında Bergama Belediyesi’nde bir düzenli depolama alanı var. Orayı  devraldık, çalışmalarımız sürüyor. Tire’deki katı atık döküm deponi alanımızda bir çalışma yapıyoruz. Eğer uygun olursa, orada bir tesis kurarak Küçük Menderes’in çöplerini toplayıp ekonomik kazanca dönüştürmeyi hedefliyoruz.”

Yüzülebilir körfez hedefleri doğrultusunda bütün hazırlıkları yaptıklarını ve uzun süredir ÇED onayı beklediklerini de hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Türkiye’de bir çok ÇED raporı alınıyor. ÇED süreçleri takip ediliyor.  Bizim hazırladığımız bu iki ÇED dosyası ve altında istenen evraklar gibi acaba  Çevre Değerlendirme Genel Müdürlüğü’ne bu nitelikte bir dosya 2014’ten bu yana gelmiş mi? Bunu da sorgulamak gerekir.  İl Özel İdare mallarının  ve araçların dağıtımında yapılan haksızlıkları bir yana bırakın; katı atık tesisinin aciliyeti ve önemi bunların hiç birisine benzemiyor. ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi katı atık berteraf tesisi yaparsa siyasi bir kazanım mı elde eder?’ anlamından başka karşı çıkılacak hiç bir konunun olduğuna inanmıyorum. Evsel katı atığı bertaraf etmenin siyasi kazancı ne olur, kime ne kazancı olur, engellemek kime ne kazandırır? Bu konularda ben gerçekten bir anlam bulup sonuca varamıyorum. İnançla çalışan bir belediyenin katı atık bertaraf tesisi yapmasının sürekli olarak engellenmesi, artık bardağı taşırmıştır. İhmalimiz yoktur. Haklılığımız kesindir. Yetkililerden sadece izin istenmektedir. Bu izne en kısa zamanda cevap verilmesi, kentimizin ve ülkemizin lehine olacaktır. Bunun altını çizmek istiyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde bulunan ve izne tabi olmayan projelerdeki başarılarımız herkesin malumudur. Ama izin alma süreçlerinde ne kadar oyalandığımız ve ne kadar sözüm ona eksik tamamladığımız da herkesin malumudur. Evsel atık konusu artık tahammül edilemez hale gelmiştir” dedi.