KEMAL KILIÇDAROĞLU SALDIRISINI KİM YAPTI
Sosyal medya paylaşımları ve bazı medya organlarında bu saldırı coşkuyla karşılansa da aslında
olanların teknik olarak yumruğu atan dahil geniş halk kesimlerince pek anlaşılmadığı kanaatindeyim.
O yumruğun 1980 öncesi Maraş olayları, Çorum olayları yada sokağa çıkamayacağımız hale geldiğimiz
dönemlerde ki gibi hepimize atıldığını anlamamız zaman gerektirecek.
Yada 28 Şubat sürecinin yaşattıklarını hatırlamamız lazım.
Belki de bedeller ödenince fark edeceğiz.
Bu meşhur HDPKK söylemine gelince bu konuda yazacaklarımız bir sonraki yazıya bırakıyorum.
Tüm partiler için pragmatik siyasetin faydayı kimde görürse onunla iş tutar temelini inkar etmeyelim.
Yakın zamanda siyasette kimler kimlerle iş tuttu unutmayalım.
Son saldırıya gelince Dr. Devlet Bahçeli Ak Partiyi iktidara getirme sürecindeki emeğinin karşılığını
alıyor.
Yüzde 19 oy oranım var derken Ak Partiyi yüzde 32 ye sıkıştırıp kendine olan mecburiyetini
dillendiriyor.
Yada Kemal Beye atılan yumruğa mazeret ararken bana rağmen hiç bir şey yapamazsınız diyor.
Öyle kafanıza göre Türkiye birliği kurup beni sistemin dışına göndermezsinizin net tanımını yapıyor.
Sizi ben getirdim ancak ben var eder yada götürürümün net izah gerektirmeyen tanımını yapıyor.
Zımmen yumruğa sahip çıkıyor.
Süleyman Soylu her ne kadar tükürdüğümü yalamam kabilinden açıklama yapsa da Hulusi Akar ın
yaptığı açıklama bile olayın sıcaklığı ile izah edilebilirken Soylu bu anlamda açığa düşüyor.
Geleceğin lideri olarak palazlanan ve aynı gün Maltepe mitinginde büyük bir kalabalık toplayan Ekrem
İmamoğlu ve galibiyeti Cumhurbaşkanı tarafından da kabullenilerek olağan gündeme dönülmek
istendiğinde halde dahi gündem değişikliği yapılmak istendi.
Hatta CHP liderine diğer parti liderleri tarafından verilen desteğin dozuna baktığımız zaman ,HDP nin
sistemden kopmadan arzu edilen ikili sistem gereği bir çok ilde Ülkücü karakter sahibi adaya
seçmenlerini oy vermeye teşvik etmesi değişik bir anlam ifade ediyor..
Bu asla gözden kaçmaması gereken bir tutum.
Ak Partiye oy veren Kürt seçmen bu seçimde farklı tercihlerin altına imza koydu.
İzmir CHP ve Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç SOYER tarafından düzenlenen protesto toplantısına
İYİ Parti il başkanı ve yöneticileri katılmakla tabana pompalanmak istenen ve bu seçimlerde karşılık
bulmayan söylemleri çöpe attı.
Benim gözlemlediğim Cumhurbaşkanının da bunu kendi parti yöneticilerinden önce fark ettiği ve
cemaatten kurtulmak için ulusalcıları yanına almasından ,onlardan kurtulmak için Devlet Bahçeli ile
ittifak etmesinden, sonunda da Bahçeli ve ekibinden kurtulmak için CHP lideri Kemal Beyle ittifaka
yönelmesinden anlıyoruz.
Biraz da olayın başka tarafından bakacak olursak Ak Partinin kadim destekleyicileri hatta beraber
siyaset yapanları değişik tarzlarda sanki ikaz mahiyetindeymiş gibi söylemler ile partiyi ya terk ediyor
yada terk etmeye mazeret arıyor.
Bunu göremeyen yada görmek istemeyeler ya aşırı gaza gelen taban yada çıkar guruplarında mevzi
tutanlar.
Ayrıca bu yumruğun bir diğer karşılığı da önümüzdeki kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu nun etrafında
delegenin saflarının sıkılaştırılması ve Genel Başkanlığın garantiye alınması oldu.
Netice itibarıyla Türkiye ittifakı ve buna Klıçdaroğlu cephesinin destek açıklamaları yumruğun failini
bize gösteriyor.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ