Nezir, zehir zemberek!
Gazete Ege \ Selcan Şerifaki
CHP Buca Belediye Başkan adayı olarak 2 Şubat 2019’da partisi tarafından ilan edilen Suat Nezir’in yerine Erhan Kılıç’ın isminin YSk’ya bildirilmesinin yankıları sürüyor. Önceki gün Ankara’ya Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmeye giden ve görüşme çabaları sonuçsuz kalan Nezir, Buca’daki Seçim Bürosu’nda basın mensuplarının karşısına geçti. Meclis üyelerini belirleme sürecinde çıkan kriz nedeniyle adaylığı çektirilen Nezir, yaşananların perde arkasını anlattı.
Buca’da faaliyet gösteren 50’ye yakın Balkan dernekleri de Nezir’i desteklemek adına basın toplantısında hazır bulunurken, Chp İzmir eski il başkanı Kemal Karataş, Kordon İş Adamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı ve Buca Belediye Başkan aday adayları da Suat Nezir’e destek oldu.
Babamın nasihati aklımda…
Suat Nezir, önce adaylığı ile süreci özetledi: “10 yıl önce İsmet İnönü’nün “Bir memlekette namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur” sözünü şiar alarak siyasete atıldım. Ve bu sözün yanında babamın “Oğlum unutma parayla itibar kazanamazsın ama itibarla çok şey kazanırsın” nasihatini hep aklımda tuttum. Çocuklarımın, tüm çocuklarımızın geleceği, ülkemin yarınları için mücadele ettiğim ilkeli olmayı, dürüst olmayı, namuslu olmayı kendime hep ödev bildiğim 10 yıllık siyasi geçmişim boyunca; Buca Belediyesi’nde Meclis Üyeliği, İmar Komisyonu Başkanlığı, Belediye Başkan Yardımcılığı görevlerim ile Cumhuriyet Halk Partisi’nde aldığım tüm görevleri bugüne kadar onurum ve şerefimle yerine getirdim. Sokaklarında büyüdüğüm bu kente hizmet etmek için aylarca süren yorucu ama onur verici aday adaylığı sürecinden sonra bu onurlu göreve 2 Şubat tarihinde Parti Meclisi kararıyla layık görüldüm”
Meclis üyesi liste krizini doğrulayan Nezir, “Ancak adaylık kararımın alındığı gece bir otel odasında, benimle birlikte 5 kişinin şahit olduğu bir gözdağı verme operasyonu nedeniyle adaylığıma maalesef istediğim gibi sevinemedim. Ancak bu beni yıldırmadı, aksine yüreğimin daha da hizmet aşkıyla dolmasına, bu memlekete sahip çıkma sevdamın daha da kabarmasına neden oldu. Çok kısa bir süre içerisinde, Bucalı beni bağrına bastı, her kesimden büyük destek aldım” şeklinde konuştu.
Ahbap çavuş listesi oluşturuldu
Nezir, konuşmasına bu sözlerle devam etti: “Bu sırada 19 Şubat’ta Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilmesi gereken Meclis Üyesi listeleri için CHP Buca İlçe Başkanı Kasım Akdağ ile birlikte bir Meclis tablosu çalışması yaptık ve bu tablo üzerinde mutabık kaldık. Akabinde bu Meclis Üyesi listesini İl Başkanı Deniz Yücel’e ilettik. 18 Şubat günü Deniz Yücel ile telefonda görüşerek, Meclis Üyeleri listesini Genel Merkez’e onaylatmaya giderken kendisine birlikte gitme teklifinde bulundum. Bana buna gerek olmadığını; ilçe başkanı ile hazırladığımız listeyle ilgili bir sıkıntı yaşanmayacağını, bir değişiklik olması halinde şahsıma ileteceğini söyledi. Ancak aynı gün, İlçe Başkanı Kasım Akdağ’ın Deniz Yücel ile birlikte Ankara’ya gittiğini öğrendim.18 Şubat akşamı, Ankara’da bulunan Kasım Akdağ tarafından bana üzerinde mutabık kaldığımız listeyle hiçbir alakası olmayan yeni bir liste gönderildi. Bana “Gelmene gerek yok” diyen İl Başkanı Deniz Yücel, İlçe Başkanı Kasım Akdağ’ı da yanına alarak, Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Veli Ağbaba ile bir araya gelerek, Ankara’da arkadaş, ahbap çavuş ilişkisine dayalı bir meclis tablosu oluşturdu ve bana dayatmaya çalıştı. Ben de bu listeye tepki gösterdim. Benim dışımda hazırlanan bu yeni listenin Buca’nın demografik yapısını yansıtmadığını, hem parti içerisinde hem Buca’nın genelinde sıkıntı yaratacağını, bu haliyle kabul etmemin mümkün olmadığını İlçe Başkanı Kasım Akdağ aracılığıyla o gün orada o ahbap çavuş listesini yapanların hepsine ilettim.”
Sürecin Perde arkası
“Çünkü ben yola Buca’nın Birleştirici Gücü sloganıyla çıktım, herkesi kucakladım, herkes tarafından kucaklandım. Dayatılan Meclis Üyesi tablosu ile Buca’da birlik ve beraberliği güçlendirmenin zorlaşacağını hatta seçimi kazanmamızın sıkıntıya gireceğini ısrarla söyledim. Akşam saatlerinde başlayan İzmir-Ankara arasındaki telefon trafiğimiz çok geç saatlere kadar devam etti. Ancak ben bu kimseyi kucaklamayan liste konusunda geri adım atmayınca bir süre sonra Kasım Akdağ ile telefon irtibatımız kesildi, kendisine ulaşamaz olduk” diyen Nezir, “19 Şubat sabahı ulaşabildiğimiz İlçe Başkanı Kasım Akdağ, listenin ve yetkinin Genel Merkez tarafından il başkanlığına verildiğini söyledi. Bunun üzerine arkadaşlarımla birlikte liste hakkında bir kez daha görüşmek, son haline birlikte karar vermek için il başkanlığına gittik. Ancak ne hikmetse tüm çabalarımıza rağmen İl Başkanı Yücel ile bir türlü görüşemedik. Biz diğer odada beklerken, İl Başkanı Deniz Yücel, İl Başkan Yardımcısı Binali Gül’e bir yetki vererek Belediye Başkan Adayı olarak Erhan Kılıç’ın isminin başa yazıldığı bambaşka bir listeyi Yüksek Seçim Kurulu’na gönderdi. Benim Başkan Adaylığımın hukuksuz bir biçimde geri çektirilmesi, daha önce aday adayı bile olmayan bir ismin Buca halkına dayatılması bir yana; Başkan kontenjanından listenin ilk sıralarına Buca ile alakası olmayan Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesine yer verilmesi gibi listedeki bazı isimler de tepkiyi iyice artırdı” şeklinde konuştu.
Nezir, sürecin sorumlusu olarak Genel Başkan Yardımcısı Özkan’ı, İlçe başkanı Kasım Akdağ’ı ve Yücel’i sorumlu tuttu: “İzmir’de bunlar yaşanırken, ismimin çıkarıldığı bambaşka bir belediye başkan adayının zikredildiği yeni bir liste YSK’ya verilirken, Ankara’da da aynı saatlerde başka bir film çekildi maalesef. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’ın, Deniz Yücel, Kasım Akdağ ve diğer Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile birlikte hazırladığı hiçbir geçerliliği olmayan adaylıktan çekildiğimi iddia eden tamamıyla yalan ve yanlış ifadelerle hazırlanmış bir tutanakla Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na giderek, “Adaylıktan çekildiğimi” söylediğine ve Genel Başkanımızı yanılttığına ilişkin bilgiler Ankara’dan gelmeye başladı. Adaylıktan çekildiğime ilişkin hiçbir yazılı ve sözlü beyanım bulunmamasına rağmen böyle bir yalan ve iftiraya maruz kaldım.”
Gelişmeler üzerine Ankara’ya gittiğini dile getiren Nezir, Genel Başkan ile görüşme çabalarının sonuçsuz kaldığını belirterek, “Bunun üzerine daha önce Sayın Genel Başkanımızın Ankara’dan İstanbul’a “Hak, Hukuk, Adalet” adına 450 kilometrelik o kutlu yürüyüşünden cesaret alarak, hakkımı, hukukumu en iyi kendisinin koruyacağını düşünerek hemen Ankara’ya Genel Merkez’e gittim. Ancak tüm çabalarıma rağmen Genel Başkanımız ile görüştürülmedim.Yaşadığım bu hakkaniyetsizliği; hakkımı hukukumu sonuna kadar koruyacağına inandığım Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve tüm Buca’nın, hatta tüm Türkiye kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Ben de bana gönlünü açan tüm Bucalı hemşehrilerime, bana değil bize yapılan bu haksızlığın düzeltilmesi için bütün hukuki yolları da kullanarak, sonuna kadar hak arama mücadeleme devam edeceğime söz veriyorum. Kimsenin onurumla oynamaya ne hakkı vardır ne de buna izin veririm!
Son olarak bir kez daha dile getirmek istiyorum ki; hak hukuk adalet için tüm Türkiye adına yürüyen Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yaşadığım bu haksızlığa göz yummayacağını, tüm bu yaşanan hukuksuzluğun ve hakkaniyetsizliğin peşine düşeceğine yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Buca’yı kucaklayan liste istedik
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Suat Nezir,Buca’da herkesi kucaklayan bir liste olmasını istemesinin bu sonucu doğurduğunu dile getirerek; “Buca’da yaşayan herkesin tüm vilayetlerinden Buca ciddi göç almıştır biz kardeşçe yaşıyoruz kimsenin kimseyle sıkıntısı yok. Bir teslimiyet söz konusu ve bu meclis üyelerininde ve toplumun tamamını kucaklayacak bir liste istedik. Ahbap çavuş ilişkisi ile siyaset yapılmaz.Benim anlayışımda bu. Sloganımız o yüzden birleştirici güçtür” dedi.
Seyit Torun’a sesleniş: “Bende mi parti değiştireyim?”
Nezir konuşmasında Genel Başkan Seyit Torun’a da şu sözlerle seslendi: “Parti meclisi bu konuda kararını aldı. Genel Başkan yanlış bilgilendirme sonucunda ve benim adaylıktan çekildiğim konusunda son dakika yani saat 3 sıralarında söylenmış. ‘Ve partimiz adaysız kalmasın partimiz hemen seçim kuruluna isim vermeliyiz’ şeklinde söylenerek genel başkan yanıltılmıştır. CHP’yi 3 kişi temsil etmiyor. Oldu bittiye getirilerek oluşturulan bir durum söz konusu. Benimle ilgili olumsuzluk varsa paylaşırsınız. Hırsızlığım varsa arsızlığım varsa tüm kamuoyu ile paylaşılsın. Bende bileyim. Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun yıllar önce aynı böyle bir sorun ile karşı karşıya kalmıştı. Mustafa Sarıgül’ün ona söylediği şekilde; “Aday gösterildiniz ve farklı partiye geçtiniz” gibi bir konu oldu. Onun yaşadığının aynısını ben yaşıyorum. Şimdi bunu diyorum böyle bir durumda benim de mi parti değiştirmem gerekiyor. Bu durum vatanını seven insanların aklından bile geçirmemesi gerekiyor. Ben CHP çatısında siyaset yaptım, bundan sonrada bunu yapacağım. Kimse aklına başka hiçbir şey getirmesin. Ben bu partide siyaset yapmaktan onur ve gurur duyuyorum. Bunlar parti içinde yaşanmış konulardır,bunlarda sorun yok”
Buca kamuoyu analiz edilmeli
Parti içindeki mücadelesinin devam edeceğini ifade eden Nezir, “CHP’ye gönül vermiş herkesin adına bu mücadeleyi vereceğim. Partide kendi çıkarına hareket edenlerden artık kurtulması gerekiyor. Biz aydınlık geleceğe ulaşacağız. Kuva- i Milliye-yi düşünen insanlarla canımızı dişimize takarak yapacağız. Ben CHP’liyim. CHP’nin tüzüğü bellidir. Bundan aldığı güçle yapılması gerekenler bellidir. Bende bunu yapacağım. Ancak bununda genel merkezimizin de bu süreç bitmeden, Buca kamuoyunu analiz ederek hareket edeceğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.