CHP’li Yiğit’ten Mülteci İsyanı
Suriye’deki iç savaştan kaçarak Avrupa’ya geçmek isteyen mültecilerin ilk durağı Ege kıyıları oluyor. Ancak her gün onlarca mültecinin umutları, Ege sularında kayboluyor.
Konuya parmak basan CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit, yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinin de bu konuda izlediği politikaların samimiyetten uzak olduğunu vurguladı.
Yiğit, şu açıklamayı yaptı:
“Mülteciler sorunu maalesef 21. yüzyılda büyük bir insanlık ayıbına dönüşmüş durumdadır. Yaşanan drama seyirci kalmak ve her gün yeni ölümlere şahit olmak insan olarak canımızı acıtmakta, vicdanlarımız yaralamaktadır. Yaşama hakkı en kutsal haktır. Ve insanlar yaşamak için, canlarını kurtarmak için, yurtlarını, evlerini, barklarını geride bırakarak hayatları pahasına yaşanacak bir yer aramaktadırlar. Önemli olan ve öncelikli olarak yapılması gereken, insanları bu duruma getiren sebepleri ortadan kaldırmaktır. Ama ne yazık ki özellikle Ortadoğu’da yangının üzerine halen körükle gidilmektedir. Bu durum doğal olarak en başta komşu ülkeleri etkilemektedir.
Ülkemiz ve Yunanistan bu durumdan en çok etkilenen iki ülkedir. Her ne kadar elimizden geleni yapsak, bütün konukseverliğimizle mültecileri aç ve açıkta bırakmamaya çalışsak, eğitim, sağlık ve entegrasyon konusunda kucaklayıcı bir yaklaşım sergilesek de bunlar yeterli olmamakta ve ülkemiz doğudan batıya geçiş için bir koridor olmaktadır. Bunun sonucunda her gün yeni ölümlere, yeni acılara uyanmaktayız.
Ege denizi maalesef ölüm denizi olmuştur. Bir yandan bu durumu fırsatçılığa çeviren insan tacirleri, diğer yandan gerekli önlemleri almayan ve bu durumu izleyen yetkililer. Bunu tetikleyen en önemli nedenlerden biri de denetim ve yaptırımların yetersiz olması, cezaların ise caydırıcı olmamasıdır. Düşünce suçundan yargılanan insanlar müebbet cezaya mahkûm edilirken, her gün onlarca insanı göz göre göre ölüme sürükleyenlerin 3 -5 yıl hapisle cezalandırılması kabul edilemez. Yaptırımların ağırlaştırılması için daha ne kadar insanın boğulması, daha kaç tane Aylan bebeğin cansız vücudunun kıyıya vurması gerekmektedir. Devlet bu konuya daha fazla seyirci kalmamalıdır. Ama asıl yapılması gereken bütün enerjimizi savaşın bitirilmesine harcamak olmalıdır. Güç ve iktidar savaşını bir an önce sonlandıracak adımları atmaktır.
Öte yandan mülteciler konusunda ne yazık ki, özellikle Avrupa ülkeleri tarafından samimiyetsiz bir politika izlenmektedir. Bir yandan kapıları açmamanın, diğer yandan kabul ettikleri sığınmacılara bileklik takarak insanlık onuruna yakışmayacak şekilde ayrımcılık uygulamanın ne insanlıkla ne çağdaşlıkla ne de vicdanla bağdaşır yanı bulunmamaktadır. Bütün bunlar da göstermektedir ki, mülteciler konusunda insanlık sınıfta kalmıştır.”