YEREL SEÇİM 2019 İZMİR

Hatırı sayılır bir süre sayılabilecek yıllar itibarıyla bizde İzmirliyiz. Üstelik aktif siyasetin takipçisi olduğumuzdan dışarıdan bir gözle bakınca iddialı önermelere ve tezlere de sahip olabiliyoruz.

Baştan peşin söyleyeyim, İzmir siyaseti ve hatta STK’ları kimse alınmasın körler sağırlar birbirini ağırlar deyiminin en güzel yaşanan örneğidir. Adam hemşerilerinin gücünden bahseder iddiasını ortaya koyar lakin karısından bile oy alamaz. Yada tam tersi bir fikrin yada ilke siyasetinin temsilcisiyim der aday olur partinin aldığı oy, aday sayesinde dibe vurur.

Belki de en garbi dükkanın önünde tavla oynarken belediye başkanı olduğunu öğrenip de uzun yıllar koltukta oturanlardır. Aday toto oynamak basının ve siyaset meraklılarının en sevdiği iş olsa da aslında isimler çoktan belirlendi. Kim kimin lehine masadan çekildi bilenler biliyor. İşin sürprizi kaçmasın diye bizim bildiklerimiz şimdilik bizde.

Her neyse bu kadar üstü kapalı yazdıktan sonra açık açık yazalım.

Evvela Ak Partiden başlayalım. Ne hikmetse Ak Parti hem teşkilat seçimlerinde hem de aday noktasında bir türlü isabetli seçimleri yapamıyor. Birde üstüne üstlük Karadenizlilik sendromunu yaşaması partinin en büyük açmazı oldu. Genel siyaset adına çok güçlü olmasa da yerelde hükümet kaynaklarının paylaşımı doğrultusunda birçok seçmeni ikna edebiliyor ve sınırda kalan iddiasını sürdürebiliyor. En popüler siyasetçisi olan Binali Yıldırım bile Ak Partinin eşikten geçmesine sebep olamadı. Bütün bunlar göz önüne alındığında çıkaracakları kişilerin pek önemi yok. Laf aramızda İl başkanı Aydın Beye biri söylese de o bıyıkları kesse belki farklı bir algıda oluşabilir.

MHP uzun zaman önce %18’lere varan oyunu %8’lere düşürdüğü ve şimdilerde o kalanı da İYİ Parti ile paylaştığı için işçi ve göçmen nüfusun olduğu ilçelerde uç verse  de bu yerel seçimlerde işin neresinden tutacağını genel merkezin politikaları belirleyecek.

HDP işin garibi sayacağımız siyasi partiler içerisinde en değişken seçmene sahip olan parti. Normal süreçte Ak Parti ile flört eden seçmen genel seçimde HDP’den asla taviz vermiyor ve yerel seçimde CHP’nin kayıtsız en büyük destekçisi oluyor. Belediye Başkan adayları şan için çıksa da meclis üyeleri genelde CHP ve Ak Partide yer bulamayanlardan oluşuyor.

Şimdi gelelim en merak edilene , İYİ parti 24 Haziran seçimlerinde Muharrem İnce faktöründen dolayı umulanın çok altında bir oy almasına rağmen denge noktasında kendini fark ettiriyor. Bunun en ilginç kısmı ise taraftarlarının sosyal medyada hala canlı tepkilere sahip olması. Bütün bu coşku sahaya yansır mı ,göreceğiz. Aslında Türkiye’nin önünde yeni bir model olarak çıkan parti hazırlıksız yakalandığı ve iyi yönetemediği 24 Haziran süreci ile beraber yaptığı teşkilatlanma tercihi de önünü kesen en büyük faktörlerden. Belki de partiyi iddialı olma segmentinden cılız pazarlıklar noktasına çekecek tüm bu dört aylık süreç ilginç sonuçlara gebe olacak.

24 Haziranda alınan %11’lik oy oranı ve bazı ilçelerde yakaladığı %18’lik oy korunabilirse hem İzmir siyaseti adına hem de kendi geleceği adına büyük bir iş olur. Üstelik en büyük sürprizde seçmen bazında CHP’lilerin ikinci tercihi olabileceği noktasında .Bir farkla bu değişebilir. Ortalıkta gezen ,sosyal medyada paylaşılan hali ile kendi seçmenini bile ayrıştıran söylemleri toparlayamazsa MHP’nin olan %8 den ne kadar alacağını tahmin etmeye çalışırız.

Her ne kadar kendi içinde yaşanan mezhepsel çatışmalara rağmen İzmir’in sol, sosyal demokrat, liberal, milliyetçi ve uzun yıllardır burada yaşayan Kürtlerin tek birleştiği parti olarak CHP’yi tek geçerim. Katı hemşericilik taassubunun olduğu ilçeler dahil bu seçimlerde İzmir’de kimi aday gösterirse göstersin CHP’nin bileğini bükmek pek mümkün görünmüyor. Ulusal politikaların ve ekonomik şartlarında etkisi en rahat CHP lehine İzmir’de gerçekleşiyor.