Bahisler açılmıştır, seçimi kim kazanır?
Geçtiğimiz hafta erken seçim açıklandığından beri ortalık toz duman. Çok bilmişler tüm ekranlarda esiyor gürlüyor sahipleri kimi söylerse ona seçimi kazandırıyor.
Abdullah Gül çıkarsa şöyle olurmuş falanca çıkarsa böyle olurmuş. Şunu iyi bellemek lazım ki gökten İsmail’e inen koç gibi bir aday dahi Ak Parti cenahından sahneye sürülse dahi Recep Tayyip Erdoğan karşısında sıfır hükmündedir.
Milletin görüş açısından artık bu eski Milli Görüşçü taifeyi ve Ak Partinin ıskartalarını çıkarın, hiç şansları yok ve partinin seçmenlerini de bölemezler. Aksi olsaydı özgül ağırlığı olanlar hala sahnede olurdu.
Bir kutsal kişi hüviyetti alan Recep Tayyip Erdoğan’ın dışında bir aday o cepheden zırnık alamaz.
Gelelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun hamlesine, vallahi beyefendi siyaseti öğrenmiş yada benim daha önceki yazılarımda bahsettiğim dinamikler inisiyatifi ele almış.
Bir hamle böyle göbekten yapılır ve rakibin gardı ancak bu kadar düşürülür.
Şimdi işin sadedine gelecek olursak bu külli hamlenin aktörlerinden Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu eğer bir parça Gül ile iş tutacak olsaydı olayı şantaja çevirip Ak Partiyi köşeye sıkıştırır ve alacağını alırdı.
Oysa O’da muhalif cephenin içinde belirleyici olarak dindar kesim adına mümkünse bu seçimden sonra oluşturulacak meclisin paylaşımında temsil heyeti olarak var olmanın hesaplarını yapıyor. Yoksa Ak Partiye bu kadar göbekten çakmazdı.
E ne olacak derseniz benim kanaatim, bu seçimi muhalefet kazanır yada buradan çıkacak sonuca göre Ak Parti kazanarak çıkarsa muhalefet uluslararası desteği de yanına alarak oluşturacağı baskı neticesinde seçimlerin yenileneceği yada ihdas edilen başkanlıktan vazgeçilmeyerek onun yanına güçlendirilmiş parlamento ile yola devam edileceği çok ihtimallerden soyutlanarak en güçlü ihtimal haline gelecektir.
Her türlü argümanı bir tarafa bıraksak bile gelinen ortam sürdürülebilir bir ortam değildir, en azından içinde ağır bir muhalif tavrı her zaman barındıracaktır.
Şimdi çok zor olmayan bir sorunun cevabını da arayacak olursak, yukarıda bahsettiğim hamleler doğrultusunda evveli gün bana gelen bir haberle CHP Yılmaz Büyükerşen hocayı aday gösterecek demiştim.
Bu isim belediyecilikte ve akademik yönetimde çok başarılı olsa dahi hem yaş hem de konjonktür gereği bu seçimde varlık gösteremez.
İşin ilginci hesapları gereği merkez sağın ve Milli Görüşçülerin dünden razı olduğu Meral Akşener formülüne CHP ikinci turda seçmene baskı kurmadan katılmış olacak.