Sarraf Bu Kez Erdoğan’ı ‘Andı’

Sarraf Bu Kez Erdoğan’ı ‘Andı’
  • 1 Aralık 2017 10:42

Onlarca yıl hapis cezasıyla karşı karşıyayken savcıyla anlaşarak ‘sanık’ken ‘tanık’ konumuna geçen Rıza Sarraf, ’Atilla’ya karşı ABD davası’nda yeniden hakim karşısına çıktı.

Sarraf’ın bugünkü en çarpıcı ifadesi, İran’a yönelik ABD yaptırımlarının delindiği bankacılık işlemleri için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’dan onay ve talimat geldiğini söylemesiydi.
Dünkü ilk duruşmada eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a en az 45-50 milyon avro rüşvet verdiğini anlatan Sarraf, bugün de eski Halkbank genel müdürü Süleyman’a da milyonlarca dolar rüşvet verdiğini (bir keresinde 2 milyon dolar) söyledi.
Sarraf’ın davanın tek sanığı eski Halkbank genel müdür yardımcısı Hakan Atilla lehindeki ifadeleri de dikkat çekiciydi. Sarraf Atilla’nın ne rüşvet istediğini ne de aldığını belirtti.
Diken, davayı izleyen Amerikalı adliye muhabirlerinin tweet’lerinden duruşmayı dakika dakika aktardı.
‘Atilla’yı Aslan hizaya getirdi’
00:45 Duruşma sona erdi. Yarınki oturum yarım günlük. TSİ 17:30-22:00 arası.
00:40 Sarraf, savcının sorusu üzerine, gıda ticareti için Atilla tarafından önerilen yeni yöntemi memnuniyetle kabul ettiğini anlattı.
00:35 Duruşmayı izleyen Daily Beast muhabiri Katie Zavadski’nin yorumu: “Sarraf’ın anlattıklarına göre Atilla hiç de savcıların öne sürdüğü gibi ‘çetebaşı’ falan değil, büyük bir oyunda bir piyon.”
00:27 Sarraf: “Aslan benim yanımda Atilla’yı aradı ve gerekeni yapmasını istedi. Bu telefondan sonra Atilla hizaya geldi.”
00:25 Sarraf: “Ben de Aslan’a gidip Atilla’yla konuştuğumu, mevzuyu tam olarak anlamadığını söyledim.”
00:20 Sarraf görüşmeyi açıklıyor: “Atilla tam olarak anlamıyor, ‘Bir bakayım Rıza bey’ diyor. ‘Bu iş pek benim düşündüğüm gibi değil’ diyor.”
00:15 Sarraf: “Atilla’ya gıda ticaretinin farklı olacağını anlatıyorum.”
Savcı: “Nasıl farklı?”
Sarraf: “Çünkü altında Türkiye’den ihracat var. Gıdada, ihraç ediliyormuş gibi yapılacak, Dubai üzerinden İran’a.”
00:10 Savcı, Sarraf ile Atilla arasında geçtiği öne sürülen bir telefon görüşmesine ait ses kaydını dinletti. Sarraf’a göre tarih 2013’ün nisanı. Konuşma Aslan’ın bahsettiği İran’la gıda ticaretine aracılık etme hakkında. Atilla, “Evet biliyorum konuyu” diyor.
00:05 Yeni delil, Sarraf’tan Aslan’a Whatsapp mesajı: “Sevgili genel müdürüm, gıda işine bugün başladım. Yani gıda ticareti başlamıştır.”
Sarraf gerçekte gıda göndermediğini söyledi.
23:50 Sarraf ile yardımcısı Happani arasında geçtiği öne sürülen görüşmenin kaydı dinletidi.
Sarraf açıkladı: “Adamın (Aslan’ı kastediyor) sahte belge getirmemizi istediğini söylüyorum. Halkbank’ın bir an önce gıda işine başlamamı istediğini söylüyorum. Happani de bana ‘Hemen başlayalım’ diyor.”
23:40 Savcı: “Peki ne yapmaya karar verdiniz?”
Sarraf: “Nisan 2013’ten itibaren yeni bir yöntem ve yeni bir sistem bulmamız gerekiyordu.”
23:30 Savcılıktan bir delil daha. Aslan’dan Sarraf’a gelen bir mesaj: “Altın ticareti sona yaklaşıyor. Gıda, ilaç ve benzer mallara yönelik devasa bir talep var.” (Açılış mütalaasında savcı, Halkbank’ın bir noktada altın ticaretine son verdiğini ve İran’la yapılan işlemleri insani yardım olarak göstermeye başladığını söylemişti)
23:15 Savcılık, Sarraf ile Atilla arasında geçtiği öne sürülen bir konuşmanın kaydını dinletti.
Sarraf’a göre, “Atilla İran’daki şirketlerden gönderilen meblağlardan ve bu şirketlerin ortaklık yapısı belgelerinin Halkbank’a iletilmesinden söz ediyor.”
Sarraf: “Atilla, 2013’te resmi evrakların tasdik edilmesinde yardımcı oldu.”
23:10 Atilla’nın avukatları, Sarraf ile Aslan arasındaki Whatsapp mesajlaşmaları da kanıt dosyasına eklenmesine itiraz etti. Yargıç beş dakika ara verdi.
23:05 Sarraf ile Aslan arasındaki Whatsapp mesajlaşmaları da kanıt dosyasına eklendi. Sarraf: “Hassas konuları, özel konuları, önemli konuları Whatsapp’tan görüşüyorduk.”
22:55 Levent Balkan (Halkbank yetkilisi) ile Sarraf arasında geçtiği öne sürülen bir konuşmada HSBC bankası üzerinden yapılan bir işlemden söz ediliyor.
Güler’ler devrede
22:35: Sarraf: “Çinliler işin içinde İran’ın olduğunu anlayınca işlemlerimi durdurmuştu.”
22:30 Sarraf: “Babasına Çin’deki bankalara benim için referans mektubu yazdırması için Barış Güler’e 100 bin dolar verdim.” (Reuters)
Diken’in notu: 17 Aralık iddianamesinde Muammer Güler’in, Çin bankalarına Sarraf için referans mektubu yazdığı da belirtiliyordu. Bu ve benzeri ‘hizmet’leri karşılığında Sarraf’ın Güler’e milyonlarca dolar rüşvet verdiği, oğlunu da ‘danışmanlık’ adı altında ‘iş’e aldığı öne sürülüyordu. Sarraf’ı tutuklatan eski savcı Preet Bharara’nın, mahkemeye sunduğu bir ‘döküm’e göre (aşağıda) Sarraf’ın Güler’e 2013’ün nisan ve ekim ayları arasında gönderdiği para ‘en az’ 5 milyon 800 bin dolardı.
22:22 Sarraf: “Dönemin içişleri bakanının oğlu (Barış Güler) benim için danışman olarak çalışıyordu. Kendisinden Çin’deki işler için yardım istedim.”
22:20 Sarraf: “Türk içişleri bakanının (Muammer Güler) oğluyla (Barış Güler) temasa geçtim. Mesajlaştık, sonra da yüz yüze görüştük.”
22: 18 Sarraf: “Çin’deki işlemler Türkiye’dekinden daha sorunluydu. İşin içinde İran olduğu için.”
22:16 Savcı: “E-mailin konusu Çin’deki işinizle mi ilgili?
Sarraf: “Evet. İran ticaretiyle ilgili.”
22:15 Bir e-mail daha. Konu yeniden Sarraf’ın Çin’de kurduğu şirket. Ve Çin’deki bankalara yazılmış bir mektup.
22:10 İkinci oturum başladı.
Çin’de tutunamamış
20:50: Savcı: “Hiç Çin’de şirket kurdunuz mu?”
Sarraf: “Evet efendim. Ama bankalar, İran’la iş yaptığımı anlayınca beni Çin pazarından attı.
Savcı: “Ne kadar olmuştu şirketi kuralı?”
Sarraf: “Birkaç ay.”
20:47 Bir başka e-mail, adamı Rüçhan Bayar’dan Sarraf’a. Eylül 2012 tarihli. Sarraf için özet bilgi. Türkiye’deki sistemin Çin’e nasıl uyarlanacığıyla ilgili.
20:44 Savcı: “Halkbank’ta kurduğunuz düzeni bir başka ülkede de aynen kurmaya çalıştınız mı hiç?”
Sarraf: “Evet, Çin’de mesela.”
‘Atilla benden hiç rüşvet istemedi’
20:40 Sarraf: “Atilla benden hiç rüşvet istemedi.”
20:35 Savcı: “Halkbank’ta başka birine, mesela Levent Balkan ya da Haka Atilla’ya da rüşvet veriyor muydun?”
Sarraf: “Asla.”
Savcı: “Neden?”
Sarraf: “Türkiye’nin ekonomi bakanına rüşvet veriyordum ben. Gerek yoktu yani (başkasına rüşvet vermeye).”
Rüşvetler karışıyormuş!
20:32 Sarraf netleştirdi: Bazan Cağlayan’a gidecek rüşveti yanlışlıkla Aslan’a gönderiyorlarmış. Ama mühim değilmiş. Sarraf şahsi hesabından Çağlayan’a fazladan 3 milyon göndermiş.
20:30 Bir başka ödeme, Süleyman Aslan’a 2 milyon avro.
20:28 Ödemelerden biri saat olarak yapılmış. Sarraf birçok saat aldığını söylüyor.
20:25 Sarraf’ın dediklerinden çıkan sonuç: O kadar çok kişiye rüşvet ödüyorlarmış ki bazan yanlış adama yanlış miktar gönderiliyormuş.
‘Karın yüzde 50’si Çağlayan’a’
20:17 Sarraf: “İran işinde karın yüzde 50’sini Çağlayan’a gönderiyordum.”
20:15 Sarraf, devre dışı bırakılmaktan korkmuş: “İranlıların uluslarası para transferlerini ben yürütüyordum. Ama İranlılar işi direkt Halkbank’ın yapmasını istiyordu. Halkbank kabul etse ben tamamen ekarte edilirdim.”
20:13 Atilla’nın avukatı, savcılığın ifşa ettiği e-mail ve telefon konuşmalarına sürekli itiraz ediyor. Ancak yargıç reddediyor. Avukat muhtemelen temyiz için malzeme biriktiriyor.
‘Aslan çeşmenin başındaydı’
20:10 Sarraf: “Aslan’a rüşvet vermek Çağlayan’a rüşvet vermekten daha önemliydi. Çünkü çeşmenin başını tutan Aslan’dı.”
20:03 Sarraf’la yardımcısı Happani’nin görüşme kaydından: “Yarın Aslan’a iki göndereceğiz, hazır olsun, unutma.”
19:55 Sarraf: “Şemada da gösterdiğim gibi birçok İran bankasının Halkbank’ta hesapları var.”
19:45 Duruşmayı izleyen Amerikalı gazetecilerden Katie Zavadski’nin analizi: “Anlaşılan o ki Sarraf, İranlıların bankalara doğrudan ödeme yaptırarak kendisini devre dışı bırakmasından kaygılanmış. Süleyman Aslan’la birlikte bunu önlemeye çalışmış.”
19:40 Sarraf: “Aslan bana ‘Telefonda bakanlar ve diğerleriyle toplantıdaydık’ dedi.”
19:20 Duruşmaya kısa bir ara verildi.
‘Onay ve talimat bizzat Erdoğan’dan’
19:18 Savcı: “Bu onayı kimden aldınız?”
Sarraf: “Çağlayan bana dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ali Babacan’dan onay alındığını söyledi.”
Sarraf oturumda, Vakıf Bank’la Ziraat Bankası’nın da Halkbank gibi “para aklama operasyonunda” kullanılması için onay aldığını iddia etti. http://dlvr.it/Q3TvLc
Savcının “Bu onayı kimden aldınız?” sorusuna, “Zafer Çağlayan bana dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ali Babacan’dan onay alındığını söyledi” cevabını verdi.
New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesinde görülen Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın davasının ikinci gününde Rıza Sarraf’ tanık olarak ifade vermeye başladı
19:15 Sarraf: “Yani zamananı başbakanı Tayyip Erdoğan ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı (ve başbakan yardımcısı Ali Babacan) bu ticareti yapmamız için gerekli talimatı verdi. Ziraat ve Vakıfbank’a bu işe dahil olmaları için bizzat talimat verdiler.”
19:12: Sarraf: “Sayın başbakan (Tayyip Erdoğan) onayladı ve işlerin başlaması için talimat verdi.”
19:10 Sarraf işin içindeki Hindistan şirketlerinden birinin adını ‘Bharat Oil’ diye verdi.
‘Çağlayan’ın bilgisi olmadan hiçbir şey yapmıyorduk’
19:08 Sarraf: “Arap Türk Bankası’ndan Eker’e, ‘İş çözüldü’ dedim.”
19:05 Sarraf: “Aslan bana, ‘El eli yıkar, iki el de yüzü yıkar’ dedi. Biz Arap Türk Bankası’na, onlar da bize yardım etsin demek istiyordu.”
18:58: Savcı: “O dönem başbakan kimdi?”
Sarraf: “Recep Tayyip Erdoğan.”
‘Ziraat ve Vakıfbank da dahil olmak istiyordu’
18:57 Sarraf: “Ziraat Bankası ve Vakıfbank da İran işlerine dahil olmak istiyordu.”
18:55 Sarraf: “Çağlayan’ın bilgisi olmadan hiçbir şey yapmıyorduk.”
18:52 Sarraf: “Çağlayan arada sırada hesap hareketlerimizi kontrol ederdi. Ne gelip gittiğini görmek için. Aslan’a para gönderirsek mutlaka haberi olurdu.”
‘Aslan da rüşvetçi çıktı’
18:48 Sarraf: “Aslan’la görüşmemden sonra yardımcım Abdullah Happani’yi arayıp (Aslan’ı kastederek), ‘Bu da rüşvetçi çıktı’ dedim.”
18:46: Sarraf: “Aslan’a rüşvet verebilmem için Çağlayan’dan onay almam gerekiyordu.”
18:45 Sarraf: “Aslan sürekli olarak Amerikalılardan uyarı aldığını söylüyordu.”
18:44 Sarraf: “Aslan benden para istiyordu.”
18:43 Sarraf: “Aslan bana çok büyük risk aldığını, tedirgin olduğunu, bir şekilde geleceğini garantiye almak istediğini söyledi.”
18:42 Sarraf: “İtalya’dan da para gelecekti, karışık işler…”
18:40 Sarraf: “İşlemlerin TL üzerinden yapılması gerekiyordu ki ABD ya da Avrupa’nın haberi olmasın. TL olunca para Türkiye’de kalıyordu.”
Arap Türk Bankası da işin içindeymiş
18:35 Sarraf: “Hindistan’daki para gelince Halkbank TL’ye çevirecekti. Sonra da Arap Türk Bankası’na EFT yapılacaktı. Halkbankçılar, ‘Para TL olursa istediğin yöre göndeririz’ dedi.”
18:30 Savcı: “Hindistan’daki para neden önce Halkbank’a sonra Arap Türk Bankası’na gidecekti?”
Sarraf: “Paranın çıkış noktasını gizlemek için.”
Savcı: “Ekim 2012’deki Halkbank toplantısında mı tartışıldı bu?”
Sarraf: “Evet, bir yöntem olarak.”
18:25: Sarraf: “Bunun üzerine Arap Türk Bankası’ndan Özgür Eker’le temasa geçtim Hindistan’daki para için. Halkbank’tan Arap Türk Bankası’na gelecekti para.”
18:10 Sarraf: “Halkbankçılar yapılanların basına sızmasından korkuyordu.”
18:05: Sarraf: “Toplantıda İran Milli Petrol Şirketi (İMPŞ) yetkilisi Halkbank’ın uluslararası ödemelere aracılık etmesini istedi. İlk olarak İMPŞ’den petrol alan Hindistan şirketindeki para Halkbank’taki İMPŞ hesabına aktarılacaktı. Hindistan’daki şirket Halkbank’ta hesap açacaktı. Para doğrudan oraya gönderilecekti. Oradan başka bir bankaya gönderilecek, ben de altın karşılığında oradan çekecek ve ödemeleri yapacaktım. Aslan, kabul etti. Tek şartla: Anlaşma basına sızarsa iptal edilecekti.”
18:08 Sarraf: “Toplantıda İran’ın ham petrol satışından elde ettiği paraların Hindistan’a nasıl transfer edileceğini konuştuk. İranlılar bastırıyordu Halkbank’a transferin gerçekleşmesi için.”
18:04 Sarraf Halkbank’ta İranlı yetkilerle yapılan bir toplantıdan bahsederken savcı, “Kim vardı toplantıda” diye sordu. Sarraf: “(Dönemin Halkbank genel müdürü Süleyman) Aslan ve (yardımcısı Hakan) Atilla” diye yanıtladı.
17:55 Sarraf: “(Eski ekonomi bakanı Zafer) Çağlayan birçok kez İranlı yetkililerle bir araya geldi. Toplantılarda ben de vardım.”
17.49 Sarraf: “Hindistan’dan işadamlarının da katıldığı toplantıda, Hindistan’da toplanan paraların Türkiye’ye nasıl aktarılacağı konuşuldu.”
17.48 Sarraf, İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) CEO’su Bijan Alipour, Naftiran şirketi yetkilileri ve diğer İranlı kimselerle yaptığı bir toplantıyı anlatıyor.
‘Gözaltındayken tehdit edildim’
17.45 Manhattan’da gözaltında olduğu esnada tehdit edildiğini doğrulayan Sarraf’a soru: “Neden FBI gözetimine alındın?”
Sarraf: “Güvenlik nedeniyle. Gözaltındayken aldığım tehditler yüzünden.”
Bu kez ceket, gömlek
17.43 Savcı: “Neden farklı kıyafet giyiyorsun?”
Sarraf: “Avukatlarım dün, sayın hakimin müsaadesiyle, farklı kıyafet giyebileceğimi söyledi. Ben de onların bana getirdiği kıyafetleri giydim.”
17.38 Jüri yerini aldı, duruşma başlamak üzere.
17:30 Jüri üyelerinin yerini alması bekleniyor. Salonda sessizlik hakim.
17:28 Sarraf salona geldi. Bu kez hapishane kıyafeti yok üstünde. Blazer ceket ve gömlek giymiş.
17:25 İzleyiciler ve gazeteciler salondaki yerini aldı. Savcılar ve avukatlar istişare halinde.

Bu haber ilgini çekebilir ->  Bornova’da ilk sanayi meclisi toplandı
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.