Kadına yönelik şiddet
Hiç haberler izlemeyin o kadar çok şiddet vakası var ki… Türkiye’nin her yerinde kadınlar bıçaklanıyor, öldürülüyor, dövülüyor… Kadından hızını alamayan erkek artık evladını öldürmeye başladı… evladını pompalı ile vuran baba, karısına ateş ederken 2 buçuk yaşında kızını vuran baba… Toplum olarak cinnetin eşiğindeyiz…
Erkeğin durumu zor bu memlekette biliyorum… Adam gibi işi bile olsa ev geçindirmesi zor bu şartlarda… Erkek cahil ama kadınlarımız da anlaşılamaz bir cehalet var… Diyor ki kadın “bu zaten hep uyuşturucu” kullanırdı… Kafamda deli sorular sen neden uyuşturucu alışkanlığı olan bir adamla evlendin ve 2 çocuk doğurdun peki… Yani aslında uyuşturucu kullanan biri evinde patlamaya hazır silahtır zaten… Mutlu, mutlu uyuşa uyuşa yaşanmaz çünkü kaçar o işin şirazesi… İlla uyuşturucu değil o yoklukta içkide bazen sebep oluyor…
Dar mahallelerde yaşam savaşı veriyor insanlar… Bir yandan yokluk, bir yandan cehalet, din baskısı, aile baskısı, mahalle baskısı… Kadın ayrılmak istese namus oluyor, kalsa dayak, aldatma hatta ölüm… Artık o kadar yoğun ki evlenme programının yerine üreyen “siz işleyin cinayeti biz çözelim ablacım” programları mantar gibi… Konu sıkıntısı yok maşallah…
Bu kadına şiddet savaş demeden barış demeden; devlet, toplum ve ailenin kadına reva gördüğüdür aslında… Savaşta tecavüze uğrarsınız… Barışta dayak yersiniz… Toplum illa sizi suçlayacak bir şeyler bulur… Aile sussaydın der… Valla şahsen benim anam hiç demedi ama geçmiş zamanda kızım aldatma için boşanılır mı atsaydın evden, dayak yememek için susacaksın diyen bir kayınvalidem oldu… İşte o sebeple diyoruz kadına şiddette kadının da rolü var diye…
Kadınlar ne yazık ki en yakınlarındaki erkeklerin (eş, sevgili, baba, erkek kardeş) şiddetine maruz kalıyorlar ve onlara sevginin kan bağıyla ya da aidiyetle ilgili olduğu öğretilmiş olduğundan, şiddet uygulayan erkeğe şiddet anında öfkelenip hemen ardından da bağırlarına basıveriyorlar… Daha dün gece haberlerde kızını vuran kocası için bir kadın “çocuklarımın babasıdır, canı sağolsun” dedi… O çocuğu bu ailede bırakan sosyal devlete yuh olsun diyeceğim… Hangi sosyal devlet diye yankılanacak…
Okumuş kadının, eğitimli kadının uğradığı şiddette maalesef bambaşka bir boyut var… Alternatif bir hayat seçeneğine ve kendine uygulanan şiddeti cezalandırma hakkına sahipken ve bu bilinci de edinmişken arıza tiplere âşık olma eğiliminden kaynaklanan durumlarda kadının da bu şiddette payı vardır diyorum.
Devletin ceza ve koruma konusunda yetersiz kaldığı birçok şikâyette polisin aile kavgasıdır dediği, umursamadığı durumlarda sonu çocukların felaketine uzanan trajediler yaşanıp duruyor…
Ve biz “FARKINDALIK İÇİN TURUNCU GİYİYORUZ”
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI’NDAN ’25 KASIM’ ETKİNLİĞİ…
Hangi bakanlık bu… Müftülere nikâh hakkını savunan… Bir kereden bir şey olmaz diyen… Danışma merkezlerine giden boşanıyor diye soruşturma başlatan… Tecavüz haberlerini görmezden gelin görünce aileler rencide oluyor denilen… Yıllardır böyle bu… Gelen gideni aratıyor…
AİLE İÇİ ŞİDDET, KADINA ŞİDDET BİR DEVLET SORUNUDUR… VE BUNUN DAHA ETKİN YASALARLA ÇÖZÜMÜ ACİLEN GEREKMEKTEDİR…
Mor ya da Turuncu yemeni bağlamakla çözülmüyor o sorunlar…