“Yalan rüzgarında savrulan yaprak misali…”
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven’in edep çağrısına tepki gösterdi. Güven’in konjonktürün dayattığı bir sistem değişikliğine neden hayır diyeceklerini anlatmak yerine; İzmirlilerin hassasiyetleri üzerinden, edep tartışması yaratmaya çalışmasını ‘yalan rüzgarında savrulan bir yaprak misali’ benzetmesi ile değerlendirdi.
Mevkidaşının, talihsiz sözler sarf ederek; doğruya davet ederken yanlış yaptığını vurgulayan Başkan Delican; ” Edep, insan olmanın, birlikte yaşamanın altın değerindeki koşuludur. Bize edepsiz atfında bulunurken; yani terbiyesiz, ahlaksız, kötü kimse demeye çalışırken, ne yazık ki çok üzücü bir duruma düşmüştür. Üstelik edep çağrılarını da altında kalacağımızı düşünerek, İzmirli vatandaşlarımız üzerinden yapmıştır ki; biz İzmir’in edebini de milletin edebini de kendi edebimizi de biliriz. Toplumumuzun töresine uygun davranışın ne olduğunu da biliriz. İzmir halkının değerlerini öne sürerek, ideolojik söylemlerin kıskacında siyaset yapmaktan helak oldular. Çok yazık.” diye konuştu.
Sadede gelelim…
Başkan Delican; ” Kampanyalarını bu dille ve ezberledikleri nakaratlarla yürüttükleri sürece; ortaya attıkları iddialara açıklık getirmemiz kadar doğal bir şey olamaz. Sadede gelelim, artık neden evet, neden hayır’ı tartışalım diye uğraşıyoruz ama görüyoruz ki; ellerindeki tek kozu kullanmakta ısrarlılar. O da İzmirli hemşerilerimizin değerleri.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bu sığlıkta kulaç atmak çok mümkün görünmüyor ama biz yılmadan, usanmadan yanlışı doğruya çevirmeye, halkımıza doğruyu anlatmaya devam edeceğiz. Dedik ki, bu bir rüya tabiri süreci değil; yazılı çizili kapı gibi bir anayasa değişikliği süreci. Devletin içinde maruz kaldığımız kirli hesapların defterini dürmek, zafiyet yaratıp işgale kalkışan hadsize haddini bildirmek, toplumumuzun sosyolojik, ekonomik ve kültürel gelişiminin önünü açmak için zaruri hale gelen bir hamle. Cumhuriyet’imizin kurucusu Atatürk’ün dediği gibi; ‘medeniyet yolunda başarı, yenilenmekten geçer’. Bunu anlamak ya da karşı çıkıyorlarsa da nedenini anlatmak bu kadar mı zor? Değerli mevkidaşım, bizim yalan tabir ettiğimiz iddialarına teknik açıklamalarla yanıt verip haklılıklarını ortaya koymayı deneseydi keşke. Çünkü biz; böyle yapmaya çalışıyoruz. Eleştirirken, doğrusu bu diyoruz, hakaret etmiyoruz. Edebimizi de rağmen koruyoruz! “
Şekilci değil, akılcı olmalı…
Ülkenin yaşadığı darbe ve darbe girişimlerinin zayıf koalisyon ve hükümet dönemlerinde başarıya ulaştığını hatırlatan AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; ” Ancak, güçlü bir siyasi iktidar, bu teşebbüslerin önüne geçebilirdi ki bu ancak milletin iradesi ile sağlanan bir güçtür. 15 Temmuz’da yaşadık, gördük. Vesayet sistemi ile oluşmuş bir anayasayı değiştirme yoluna gitmek gerekiyordu. İcrayı güçlendirmek, yasamayı güçlendirmek, yargıyı milli iradenin denetiminde şekillendirmek gerekiyordu. bu noktada hiçbir çaba ve katkıları olmadığı gibi; şekilci, statükocu veryansınlarına devam ediyorlar. Oysa akılcı olmak zorundayız. Cumhuriyet de, Mustafa Kemal Atatürk de kimsenin tekelinde değil. Hepimizin gücü ve vazgeçmeyeceği değerler.” diye konuştu.
Bu nedenle her açıklamalarında her dokümanlarında; bu değişikliğin gereğini, yasa maddeleri ile tek tek, hassasiyetle anlattıklarını, Evet’i savunurken zerre kadar zorlanmadıklarını belirten Delican; CHP İl Başkanı Güven’in ; saltanat peşindeler sözlerine de şu karşılığı verdi; ” Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz, Sultan Süleyman’a bile kalmadı. Ayrıca bizler inanan insanlarız. Siyasetçiler olarak çıktığımız huzur milletimizin huzurudur ve nihayetindeki sonumuz ise Allah’ın huzurundadır. Yanlış yapmaktan, haksızlık etmekten korkumuz bundandır. O yüzden, bu vatanın istiklalini ve istikbalini gözetip makamını gözden çıkarmış bir başbakanımız var.”
Eğer bir seviyeden söz edeceksek
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; Güven’in seviyesiz tartışma sözlerine yönelik ise şunları söyledi; ” Eğer bir seviyeden söz edeceksek; ki edelim. Ama bu lütfen; muasır medeniyetler seviyesi olsun. Devlet olarak, millet olarak hedeflediğimiz, ekonomik ve sosyal kalkınma, huzur ve güven seviyesi olsun. Neden Evet, neden hayır’ı içini doldurarak anlatmanın zeminini, seviyesini konuşalım. Elbette düşüncelerini haklı bulacaklardır. O zaman anlatacaklar, dayanak ortaya koyacaklar. Edep ve seviye tartışmaları yaratmak, kaçak güreşmek gibi. Biz bir söze yalan yanlış diyorsak, doğrusunu da ortaya koyuyoruz. Laf-ı güzaf ise daha önce söylediğim gibi, tamamen kendi tekellerinde. Ortada bir edepsizlik durumu görmüyorum. İzmirli hemşerilerime hakaret edildiğini de düşünmüyorum. Sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Kendilerine de açıklayıcı, doyurucu açıklamalar yapmalarını öneriyorum.”