Göz Yaşlarına Hakim Olamadı

CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan’ın “Teröristler kadar bizler gururlu olmazsak, onurlu olmazsak bu ülkede büyük bir kırılma olur” sözlerine tepki gösterdi. İl başkanlığında basın toplantısı düzenleyen İl Başkanı Yüksel toplantısı esnasında zaman zaman göz yaşlarına hakim olamadı ve duygusal anlar yaşandı.

CHP İzmir İl Başkanlığı’nda gerçekleşen basın toplantısına, İl yöneticileri, ilçe başkanları ve partililer tam kadro katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini eleştiren CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, “Türkiye sözde cumhurbaşkanının sözleriyle sarsıldı” diyen Yüksel, “Uzun zamandır süren bir süreç bu. Cumhurbaşkanı ve AKP hükümetleri tarafından terör ve teröristlere övgü, görüşmeler ilk değil. Ama bu açıklamayla dayanılmaz bir sınıra ulaşmıştır” dedi.

“KUMPASLARIN MİMARI…”
Yüksel, “Aziz şehitlerimize ‘kelle’ diyerek hakaret eden, şehit cenazelerinde yükselen haklı feryatlara ‘yaygara’ sıfatını layık gören, ülkemizin birlik ve bütünlüğü için hayatını ortaya koyan fedakar asker ve subaylarımıza ‘terörist’ yaftasıyla kurulan kumpasların mimarı olan Recep Tayyip Erdoğan dün milletimize karşı ettiği hakaretlere bir yenisini ekledi. Teröristler kadar bile onurlu ve gururlu olmadığını ima ederek milletimize hakaret eden Erdoğan kendi onur ve gurur ölçüsünü ortaya koymuştur. Erdoğan’ın onurunun ölçüsü terör örgütleri,  gururunun ölçüsü de teröristlerdir. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden bu kişi halkımızın onuruna, şerefine, gururuna ağır bir hakaret etmektedir. Terör örgütü üyelerine iltifatlar düzerken, halkımızı alenen aşağılamaktadır.  Halkımız ve Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir hakareti asla kabul edemez. Halkımız onurlu ve gururludur. Onursuz ve gurursuz olanlar, PKK Terör örgütüne yardım ve yataklık yapanlardır. Valilere talimat vererek terör örgütüne dokunulmasını engelleyenlerdir. Görevini kasten ihmal ederek şehirlerimizin cephaneliğe çevrilmesine göz yumanlardır. Şehirlerimize mayınlar, bombalar döşenirken bunu film izler gibi izleyenlerdir. PKK şehirlerimizde asker alma şubesi kurarken, karakol açarken, vergi mahkemeleri kurarken korkakça görevini yerine getiremeyenlerdir. PKK ile doğrudan görüşenlerdir. ‘Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimizdir’ diyenlerdir. Kirli masalarda karanlık pazarlıklar yapanlardır. Halkımızın verdiği şerefli göreve ihanet edenlerdir. İktidarı boyunca terör örgütüne yardım ve yataklık eden Erdoğan, halkımıza karşı işlediği suçlar ve ettiği hakaretler nedeniyle mutlaka hesap verecektir” diye konuştu.

“HER KES SUÇ DUYURUSUNDA BULUNSUN”
Yüksel açıklamayı yargıya taşıyacaklarını belirtirken herkese çağrıda bulundu. Yüksel, “Bu basın açıklamasıyla yetinmeyeceğiz. Şüpheli Recep Tayyip Erdoğan hakkında basın yoluyla suçu ve suçluyu övdüğü için hakkında cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunacağız. Şehit ve gazi aileleri başta olmak üzere tüm yurttaşlarımıza, hukuk insanlarımıza, akademisyenlere, meslek odalarına, örgütlerine, üyelerine, iş adamlarına tüm sivil toplum kuruluşlarına, terör acısını yaşayan tüm halkımıza sesleniyorum ve onları suç duyurusunda bulunmaya davet ediyorum. Metin avukatlarımız tarafından hazırlanmıştır. İsteyen herkese ve kurumlara vereceğiz. Artık bir yeter demek gerekiyor” dedi.

HUMEYNİ ÖNCESİ İRAN BENZETMESİ
Yüksel, TBMM’de tartışılan Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na ilişkin de şunları söyledi:  Yine bugünlerde yüksek yargıyla ilgili bir paket gündemde.  Danıştay ve Yargıtay’ı tamamen yok etme kanun tasarısı… Reisicumhurun, cumhur yani halk kısmı atıldı artık kendisine sadece reis deniliyor.  Bağımsız yargısı yok olup reisin yargısı olacak. Yüksek yargı tamamen lağvedilmek isteniyor.  Yüksek yargının 4’te 1’inin cumhurbaşkanı tarafından gerisinin de AKP’lileştirilmiş devlet kadroları tarafından atanmasını sağlayacaklar.  Humeyni öncesi İran’da yaşanan son günlere benzeyen bir gelişme olacaktır. Buna izin verirsek Türkiye’nin geleceği yok demektir. Bu koskoca yargı dünyasını üç beş yandaş yargıç eliyle zan altında tutmaya kimsenin hakkı yoktur.