Öncelikle 4 Kasım gecesi olan Buca depremi için İzmirli hemşerilerime geçmiş olsun diyorum.

Umarım bundan sonrakiler de böyle hasarsız atlatılır.

Beklenen depreme gelince o İzmir siyasetinde oluyor.

Kürtler ve Alevilerin bazı fanatikleri CHP içinde yuvalanıp kendilerine depreme dayanıklı mevziler açıyor.

Bu herkesin malumu.

Biz malumu ilam ettik.

Çünkü yakın gelecek merkezi iktidar rüzgarlarını estirdiği için bir panik havası sezilmiyor değil.

İzmir Ak Partiyi yazmak gereksiz.

Binali Yıldırım imparatorluğuna devam.

Az biraz Hamza Dağ kendine pozisyon alsa da Yıldırım’ın varlığı karşısında zayıf kalıyor.

Esas ilginç olan Ak Parti safralarının İyi Partiye sızma girişimi.

Ben bunda farklı niyetler okuyorum.

İktidar nimetlerinden fazlasıyla semirip yol alanlar dilini tutamayınca kapı dışarı oluverdiler.

Aydın Şengül İyi Partiye ne kazandırır mesela?

Kendi partisinde sebat edip rüzgarı iyi hesaplayan Şengül gelebileceği maksimum yerlere geldi.

Kendisi partinin başlangıç yıllarında bizi hatırlamaz ama gelene geçene çay ikram eden mütevazı bir gençti.

Ne ara serpildi de İyi Partiye umut oluyor?

Aksine İyi Parti İzmir’de çarşı biraz karışık görünüyor.

İzmir İyi Partinin abilerinden Müsavat Dervişoğlu bir aday çıkarmışken yine kendi ekibinden bir başkası da aday çıkarıldı.

Bu bir meydan okuma mı yoksa tavşan aday meselesi mi bilemedim.

Oysa mevcut il başkanı Hüsmen Kırkpınar’da bu konuda söz hakkına sahip olmalıydı.

Beyefendiliği ile müsemma Kırkpınar vekil adaylığını deklare etti ve sessizliğe büründü.

Eğer İyi Parti yeni kan arıyorsa bunun için Aytun Çıray merkezde olmalı.

Aslında ben onun merkezde olduğuna inanlardanım.

Ali İhsan Ülker gibi siyasi tecrübenin zirvesinde olanlar mütevazı bir şekilde görev beklerken neler oluyor neler.

Tamam vefa bir semt adı ama olmaz ki.

Kurucu Atila Certel o kadar hastalıkla boğuştu kim kapısını çaldı?

Hani hiç kimseyi bulamadıysanız kurucu il başkanı Yıldırım Ulupınar’a gidin.

Ak Partinin dışladığı onlarca deve dişi gibi adam dururken,

Aydın Şengül nedir?

Varlığını korumak için İyi Partiye sığınanlar kimseye ve memlekete bir şey kazandırmaz.

Tıpkı cemaatin içinde serpilip semirenlerin varlığını korumak için meşrebine göre parti, tarikat ve cemaatlere sızması gibi.

Bu parti daha bu aşamada şaibelere kurban edilirse işte o vakit depremin şiddeti 9 olur.