İzmirli miniklerden Başkan’a mektuplar

İzmir Türk Koleji (İTK) 4. sınıf öğrencileri, “Başkan Amca”ları Aziz Kocaoğlu’na mektup yazdı. Öğrenciler tarafından el yazısıyla kaleme alınan ve “İTK’dan mektup var” adıyla basılı hale getirilen mektuplarda, öğrencilerin birbirinden samimi dilek ve önerileri yer alıyor. İşte onlardan bazıları:

Enver Duran: Öncelikle kaybetmiş olduğunuz anneniz için size başsağlığı diliyorum. İzmir Belediye Başkanı olarak görevlerinizi tam olarak yerine getirmiş olsanız da benim sizden isteğim, ülkemizin son birkaç aydır yaşamış olduğu acı kayıplar yüzünden çok üzülüyor ve endişe duyuyorum. Güzel İzmirimiz için daha çok güvenlik önlemi alınmasını sizden rica ediyorum.

Ada Tatlı: Sizi internetten araştırdım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başkanı olduğunuzu biliyorum. Ben de büyüdüğüm zaman sizin gibi temiz kalpli biri olacağım.

Arda Işık: Benim hayalimdeki İzmir şöyle olurdu: Dışarıdaki banklar legolardan olurdu. Bir robot olurdu. Dışarıdaki geri dönüşüm olan pet şişeleri geri dönüşüme atardı. Yere çöp atanlara uyarı kartı verirdi. Fuarı başka bir yere taşırdım. Şehrin tam ortasına kocaman, dünyanın en büyük Atatürk Müzesi’ni yapardım. Tüm dünya Atatürk’ü İzmir’den tanırdı.

Derin Nalbant: Yolda tramvay çalışmasına bakıyorum ve ‘Yaşasın artık tramvay ile yolculuk yapacağız’ diyorum. Sizden bir ricam var, Körfez’in temizlenmesini sağlayıp oranın önüne sincaplardan, kaplumbağalardan ve hatta ördek ve tavşanların dolaştığı yemyeşil bir park yapabilirseniz çok sevinirim. Bu parkta biz çocuklar için 23 Nisan’da çikolata ve lego dağıtabilirsiniz.

Çikolata çeşmesi istedi

Dora Er: 21. İzmir Kitap Fuarı’nın bulunduğu yeri biliyorsunuz değil mi? İşte oraya kocaman çimenlik bir alan yapılsa, ağaçlar çiçekler dikilse çok güzel olmaz mıydı?.. Kocaman parka dönersek… O yerde bir sürü hayvan yaşasa; mesela koalalar, sincaplar, papağanlar ve daha bir çok hayvan. Biliyorum o hayvanların yaşama alanı İzmir değil. O zaman oraya tavuskuşları, hindiler, tavuklar, kırlangıçlar koysak ne harika olur. Bu söylediklerim için bütçemiz yeterli olmayabilir. Bunun için bir kampanya yapılabilir. Mesela arkadaşlarım ve benim yazdıklarımı bir dergiye basıp satabiliriz. Derginin en başına da projeyi yazabiliriz.

Begüm Özken: Büyük bir park yapılsın. Çocuklar için çikolata çeşmesi olsun. Parkta ağaçta sincaplar, tavşanlar dolaşsın.

Deniz Alper: Çok şanslı bir çocuğum ben böyle güzel bir şehirde doğduğum ve yaşadığım için. Ben sinemaya gitmeyi çok seviyorum, ama bilet fiyatları çok yüksek. Keşke başkanımız belediye sinemaları yapsa ve fiyatları uygun olsa.

Berkay Şen: Temiz çevre ve mutlu çocuklar için biz de elimizden geleni yapıyoruz.

Nehir Çetin: Sizden ricam doğayı ve çevreyi korumamız. Hizmetleriniz ve emeğiniz için size çok teşekkür ederim.

Ekin Çelik: Bence İzmir çok güzel bir şehir. Değiştirilmesine gerek yok. Ama ben şehrimde sağlık, huzur ve barış istiyorum… Savaş yok, barış var.

Derin Alper: Lisanslı olarak yüzme yarışlarına katılmaya hak kazandım. İzmir’de büyük havuzlar ve ailelerimizin bizleri izlerken oturacak, güzel tribünleri olan tesislerimiz olsun.

Alya Akan: Benim hayalimdeki İzmir’de bütün insanlar mutlu ve sağlıklı. Ayrıca her caddede bir kütüphane var. Onun dışında öksüz çocuklar için parasız okul var. Çocuklar ve hayvanların birlikte sosyalleşmesi için de yemek yerleri, onları tanımak için kurulan yerler gibi… Ayrıca hayvan müzeleri, hayvanlarla tanışma gibi güzel şeyler olabilir. Sayın belediye başkanım siz bu iş için halk tarafından görevlendirildiniz. Beni ve arkadaşlarımı üzmezseniz çok mutlu oluruz. Sizin bu görevi zevkle yapacağınıza inanıyoruz.

İbrahim Er: Arabalar kalksa, araba yerine bisiklet gelse, araba egzozundan ağaçlar yorulmasa ve sizden daha çok ağaçlandırma yapmanızı isterim ama diğer her şey için çok teşekkür ederim.

Serkan Umut: Engelsiz insanların engelli kaldırımında yürümesinden rahatsız oluyorum. Artık tek yaptığımız tabletlerle oynamak ve evde televizyon izlemek. Keşke daha fazla park yapılsa ve insanlar boş zamanlarında parka gidip vakit geçirse. İzmir’i çok seviyorum. Ne kadar demokrat bir şekilde yaşadığım için çok gururluyum.

Yağız Sarp Sümer: İzmir gibi büyük bir şehri yönetmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum bu yüzden size bol şans diliyorum. İzmir’i çok seviyorum. Bence çok demokrat, adaletli, özgürlükçü bir başkansınız. Umarım gelecek başkanlar da sizin gibi olur.

Ağaç diken makine olsa…

Pınar Aşkın Özçetin: Denizde yüzen birkaç çöp kutusu olsa, bütün çöpleri toplasa, sokaklarda da aynı teknik kullanılsa, bir de ağaç diken bir makine yapılsa; bir sürü ağaç olsa ve bir de hayvan dostlarımızı besleyen bir makine olsa, onlara baksa, yemek verse ne güzel olur. Parklara mama ve su kabı koydurmanız, yolları güzelleştirmeniz ve bunun gibi bir sürü konuda yardım etmeniz çok güzel.

Duru Özdaş: Evimdeyken dışarıya baktım.  Kaldırımda kör insanlara özel sarı renk ve kabartılı yollar vardı. Yürürken düzlük bir alanda spor aletleri gördüm. Her ikisini de gördüğümde size olan hayranlığımı hatırladım. Ama bazı şikayetlerim de var, yollarda çok trafik var ve bu da beni rahatsız ediyor.

Damla Sonmuş: İzmir, pek çok insanın rüyalarını süsleyen bir şehir. Bence bu güzelliği insanlar sağlıyor. Öyleyse önce insanları örgütlemeli ve iletişim kolaylığı sağlanmalıdır. Belediye başkanı olarak bütün hizmetlerinizi bizleri huzur içinde ve mutlu yaşatabilmek için yerine getirdiğinizi biliyor ve size teşekkürlerimle birlikte kolaylıklar ve sağlıklar diliyorum.

Nehir Pir: Türk Yıldızları ve Solo Türk de İzmir’e daha sık gelirse süper olur. Hem bir insan hem de bir başkan olarak sizi çok seviyorum. Özellikle İzmir İtfaiyesi’nde göreve başlayan itfaiyeci ablalara bayıldım.

Arda Akkaş: Ülkemizin kurucusu ulu önder Atatürk’ün gösterdiği hedef olan muassır medeniyet seviyesine güzel İzmirimizi ulaştıracağınıza inancım tamdır.

Emre Can Sarıkaya: Diğer şehirlerden bazılarını gördüm, ama onları görünce İzmir’de yaşadığım için çok şanslı olduğumu fark ettim. İzmir’i çok seviyorum, mesela şehrin içinde çocuklar için çok büyük bir masal parkı olursa çok mutlu olurum. Hatta içinde kaybolacak kadar, gökyüzünü görünmez yapacak kadar büyük ağaçlar olabilir.

Melis Ol: Biliyorsunuz, İzmir güzel bir şehir. Ve bunun başlıca nedeni sizin başarılı olmanız. Bilim, sanat ve kültür parkları açılabilir. Eğer hayal gücünün mantıklı yüzü zorlanırsa, çok fazla buna benzer fikir çıkabilir. Bu mektubu yazarken bile umutla doluyor içim. Çünkü bunları yaparsanız çocukları sevdiğinizi herkes öğrenir.

Hande Çetinkaplan: Son zamanlarda Suriye’den şehrimize çok insan gelmiştir. Bu insanlar şehrin her yerine yayılmışlardır. Özellikle Basmane Meydanı’nda, trafiğin içinde Suriyeli masum çocuklar dolaşmaktadır. Bu çocukların trafikte dolaşması çok tehlikelidir. Hem Suriyeli hem de Türk çocuklarının tehlikesiz bir yaşam sürmelerini istiyorum.

Beril Halhallı: Biliyorum ki, her İzmirli gibi siz de İzmir aşığısınız. İzmir’e yapacağınız her yeniliği ve değişikliği severek yapacağınıza eminim.

Ege Onat Sevgen: İzmir’i ve İzmirli olmayı çok seviyorum. Dünyadaki en güzel şehir İzmir. Ama beni bazı şeyler çok üzüyor. Işıklarda durduğumuzda arabanın önünde dilenen çocuklar, restoranların önünde para isteyen insanlar. Bütün bu sorunlar düzelirse İzmir harika olur.

İrem Kunt: Güzel İzmirimize verdiğiniz hizmetlerden dolayı sonsuz teşekkür ediyor, sağlığınıza dikkat etmenizi diliyorum. Çünkü sizi çok seviyorum.

Selin Demirci: Sizin büyük bir insan olduğunuzu biliyorum. Siz de Atatürk gibi ülkemizi yönetiyorsunuz. Ben barışçıl, sevgi dolu, cumhuriyetçi, Atatürkçü, iyi kalpli bir İzmir istiyorum.

Süt Kuzusu teşekkürü

Alp Hepşenol: Bu güzel kentin belediye başkanı olduğunuz için çok şanslıyız. Göreve başladığınızda ben ve arkadaşlarım daha dünyaya gelmemiştik.

Ömürcan Aruk: Yeni yapılan binaların altına otopark ve çocuk oyun alanları yapmanızı istiyorum.

Arda Akıncı: Bize verdiğiniz en büyük hizmet ‘Süt Kuzusu projesi’dir. Maddi durumu uygun olmayan ailelerin çocukları bu sayede süt içiyor. Gelişme çağında süt içmek hepimizin hakkıdır.

Vahap Solak: Ben Amerika’ya gittim ve orada Central Park vardı. Keşke İzmir’de de olsa. İzmir’in ortasında fuar alanı var. Bence o alanı boşaltıp İzmir’e kocaman bir park yapabiliriz.

Delfin Erürün: Ben tenis oynadıktan sonra toplar bittiğinde üzülüyorum. Çünkü hem tenis oynamak istiyorum hem de top toplamak istemiyorum. Bence attığımız toplar yere düşünce yerdeki beton o topları içine çeksin ve yeraltındaki borular ile kova veya sepete geri gelsin. Yani bunu yapmanız zor ama en azından bir kere deneseniz olmaz mı?

Duru Eda Can: Biri parkta yere çöp attı mı hemen bir makine gelip o çöpü alıp çöpe atsın ve o kişiyi uyarsın ve yüzünün resmini çekip kaydetsin. O kişi bir daha çöp atarsa tanısın ve bir daha uyarsın. Uyarması üç kere olursa mesela, ne kadar çöp attıysa o kadar gün parka girmesi yasaklansın.

Deryanaz Şenel: İzmir’in tam ortasına, yani boşalan fuar alanına bir orman yapın ve ağaçların arasında kocaman bir Atatürk heykeli olsun.