Her ne olursa olsun siyaset bir sanattır.

Bunun çok bariz örnekleri var.

Demirel’den Erbakan’a oradan Ecevit’e ve Türkeş’e.

Çok yakıcı olaylara sebep olsalar da kendi içerisinde gayet tutarlıydılar.

Son dönem özellikle İYİ Parti üzerinden İzmir siyaseti hayli renklendi.

CHP kendi içerisinde mevcut rantı yerken Ak Partili vekiller sıkı çalışmada.

Çünkü her ne kadar İzmir’de söz sahibi olmasalar da hüküm sahibi olarak varlar.

Ezbere metinleri paylaşan Özalan gibileri olsa da diğerleri yeni şans için hayli gayretli.

Roman vekiller sessizliği tercih etmiş klasik etliye sütlüye karışmadan gün dolduruyor.

Amma asıl siyaset İYİ Partide oluyor.

Unutulmasın ki her siyasetçinin bir bagajı vardır.

İlk hamlesinde mutlaka önüne düşer.

Nasıl ki Ulupınar kendini geriye düşürdü ise Aytun Çıray’da tam tersi ileri yürüdü.

Hatta büyük abi olarak dizginleri ele almış görünüyor.

Devişoğlu saha çalışmalarında boy göstererek ben de buradayım der.

Lakin bu belli yakın çevresi içerisinde esen bir rüzgar gibi.

Daha öteye taşıması için dar çevreden çıkması lazım.

Büyük abiye gelince , her ne kadar Ümit Özdağ ve Koncuk operasyonu içinde yer alsa da merkeze yürümeyi başardı.

Üstüne kendi çizgisindeki partililer ile görünür fark da atmaya başladı.

Vefasızlık etmemek lazım ama benim gördüğüm Meral Hanım Karadeniz şürekasına operasyon çekiyor.

Ak Partide olduğu gibi Karadenizliler makbul değil maktul olmuş gibi.

Yani Karadenizli referansı ile var olmak biraz sıkıntılı.

Belki de Balkan ağırlığı gittikçe kendini gösterecek.

E tabi İzmir de bir yerde muhacir sayılır.

Bir de bana göre tartışılsın ve ne karşılık göreceği anlaşılsın diye Gürsel Tekin kontrollü bir iddia attı ortaya.

Lakin her zamanki gibi aceleci olanlar farkına varmadan olayı ıskaladı.

Asıl sesin gelmesi gereken yerler değil kendini tasviyeden kurtarma çabasında olanlar ses verdi.

Ama büyük abi Çıray konuyu yine kendi üslubu ile noktaladı.

Kalın sağlıcakla.