TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİ
Bizim coğrafya bilinen tarih içinde Roma dönemi hariç hiç huzur ve sükun bulmamış.
Şimdi Peker olayını yaşarken Filistin mevzusunu atlar olduk.
Her Ramazan mutad olduğu üzere Siyonistler kıyım ritüellerini gerçekleştirdi.
En sert tepki bizden geldi.
Hatta iş o kadar ileri gitti ki gözden kaçan çok şey var.
ABD Dışişleri Bakanlığı Cumhurbaşkanımızı antisemitist yani Yahudi düşmanı ilan etti.
Bu öyle geçiştirilecek bir durum değil.
Fakat teknik olarak bir hata yapılıyor.
Ak Parti hükümetleri kendisini Filistin’in tek koruyucusu ve savunucusu olarak ilan ettiği için çarşı karışıyor.
Hamas’a olan desteğinin çok belirgin olması problemi devasalaştırıyor.
Belki bunda iç ve İslam coğrafyasına ait belli siyasi kazanımlar olsa da Mısır devletinin İhvan karşıtlığı sorunu büyütüyor.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti özellikle FKÖ’nün kuruluşundan buyana Filistin’e ve davasına açık destek vermiştir.
En bariz örneği 13 Temmuz 1979 Mısır’ın Ankara büyük elçiliğinin basılması hadisesi.
FKÖ’lü militanların binadan devrin İçişleri Bakanı Turan Güneş ile kolkola çıkışı destek değil de nedir?
Hani bu militanların bir polisi şehit edip bir de Mısırlı güvenlik görevlisini öldürmesi cabası.
Sonra ne mi oldu, bu militanlar ellerini kollarını sallayarak memleketi terk ettiler.
Her ne kadar İsrail ile ilişkiler olsa da işler bu günkü kadar karışmamıştı.
Benim endişem Filistin’e verilen masum desteğin dışında konjonktürü ıskalayıp verilen beyanatlar ile ABD tarafından ikinci bir krize sürüklenmemizdir.
Ermeni soykırımının tanınmasından sonra aradan çok bir zaman geçmeden Cumhurbaşkanımızın Yahudi düşmanlığı ile suçlanması ya da itham edilmesi kesinlikle önemsenmeli.
Sedat Peker meselesine gelince bu çok aslı astarı olmayan fakat içeriden birinin itiraflarıymış gibi algılanan olaylar zincirinin bütünüdür.
Mesela Rıza Zarrap olayı da buna benzer olarak algılandı ama yeterli kamuoyu ilgisini görmedi.
Fakat Peker çok fazla içeriden gösterilen biri oldu.
Aslına bakarsan paralı adamlara korumalık yapmaktan başka çok üstün meziyetleri yok gibi.
Tek farkla , anlaşılan takip edebildiğim kadarı ile Peker çok gururlu , dik ve egosu yüksek bir insan.
Yapılanların yanlış olduğunu değerlendirip buna olabilecek en sert tavrı ortaya koyuyor.
Tabi siyasetin küçük hesaplar yapan bazı aktörleri bu kimseleri kısa vadeli kullanışlı elemanlar olarak görse de Peker karakteri ve zekası ile tamamından farklıydı.
Şimdi Cumhurbaşkanına atfedilen bazı değerlendirmeler bence çok yersiz.
Nedenine gelince, memleketin her yerinden haberdar olan birisinin bunları bilmiyor olması yada iş tutması gibi anlamsız tezler.
Eğer bir şey yapacaksa devletin tüm meşru kurumları emri altında.
Özellikle 15 Temmuz sonrası bunlara hiç ihtiyacı yok.
Bence o da bizim gibi dizi filim tadında olayları seyrediyor.
Eleştiri buradan olmamalı.
Yukarıda bahsettiğim minval üzere bir kişiye yüklenen aşırı sorumluluk ve kısmen kifayetsiz adamların sağladığı geri bildirim olmalı.