Omurga sağlığı hayatımızı etkiliyor

Herkes omurgasından dolayı bir sıkıntı yaşıyor. Ne yazık ki bel ağrısı artık dünyada baş ağrısından sonra ikinci sırada yer alıyor. Boyun ağrısı ise beşinci sırada… Kişi kendi vücudunu bilmeden üzerine bir şey koyması çok anlamsız… Ne yapacağımızı biliyor olmamız lazım.

Yüz olarak birbirimizden ne kadar farklıysak vücut yapısı olarak da öyle farklıyız ama ortak bir iskelet sistemimiz var. Günlük yaşamda yaptığımız hatalarla bu sistemi hepimiz farklı şekillerde bozabiliyoruz. Her şeyin en önemli kısmının kafatasımızdan başlayıp kuyruk sokumuna kadar inen omurga ve buna bağlı olan kol ve bacak kemiklerimiz ile onun üzerine yapışan kaslardan oluştuğunu söyleyen Dr. Fizyoterapist Hülya Özlem Şener, kafatasımızdan kuyruk sokumuna kadar inen bu iskelet sistemi içinde yaşamamızı sağlayan organlara destek olan sistem ve kalp-akciğer bölgesini dış etkilerden koruyan kaburga sistemimiz olduğunu ifade ediyor. İskelet sisteminin yukarda başımızı kafatasımız taşırken, aşağıda kalça kemiklerimize doğru gidip vücudumuzun ağırlığını bacaklarımıza aktarmamıza sebep olduğunu belirten Dr. Fizyoterapist Hülya Özlem Şener, “Günlük hayatta ayakta duruşumuz bu şekilde sağlanıyor. Kemiklerin arasında yer alan eklemler gibi omurgamızdaki diskler de iki omur arasında hareketliliği sağlayan yapılardır. Günlük hayatta yaptığımız hatalarla maalesef onları sapasağlam tutamıyoruz. Vücut ağırlığının artması ve herhangi bir egzersiz ya da spor yapmıyorsak kas gücünün de azalmasıyla üst üste binerek disk sıkışmaya başlar ve halk arasında fıtık dediğimiz sorun ortaya çıkar” dedi.

“Vücudun arka ve ön yüzü eşit kuvvette olmalı”
Omurga yapımızın içinde hepimizin omurilik olarak bildiği beyinden kuyruk sokumuna kadar inen, sinir yapımızın temelini oluşturan sistem geçtiğini ve bu sistem sayesinde vücudumuzun, tüm organların hareketini sağlayan beyinden aldığı komutları yerine getirdiğini söyleyen Şener, “Yaptığımız hatalarla günlük yaşamdaki duruşlarımızın bozulması, iş koşullarımız, teknoloji ve bunun gibi sebepler postürü bozup kötü postür haline getiriyor. Postür duruştur ve iyi postür – kötü postür olarak ikiye ayrılır. Mükemmel kemik dizilimini bozmadan durabilmek için gövdenin ve başın dik olması, bacakların gergin ve kuvvetli olması önemli… Günlük hayatta hep öne doğru duruyoruz. O nedenle arka grup kaslarımız zayıflıyor. Öndekiler hep hareket halinde olduğu için kendi içinde kuvvetlenme var ama arkalar zayıfladığı için duruşu bozuyoruz. Günlük yaşamda yaptığımız bu yanlışlar, yaşla birlikte devam ettiği için omurgaya her gün küçük travmalar oluşturuyor. Bu nedenle kas kuvveti, vücudun arka ve ön yüzünün eşit kuvvette olması oldukça önemli…” diye konuştu.

“Vücut rahat pozisyona alışıyor”
Herhangi bir sakatlık, hastalık yoksa çocukluk döneminde düzgün bir duruşa sahip olduğumuzu ancak ergenlik döneminde vücudu bozmaya başladığımızı ifade eden Şener, ergenlikte meydana gelen duruş hataları, ders çalışma şekilleri, çanta taşıma modelleri, cinsiyete bağlı birtakım utangaç pozisyonlar ya da tekrarlı ve yük bindiren sportif aktiviteler duruşu bozan durumlar olduğunu belirtti. Omuriliği bozacak, tekrarlı iş yükü bindiren aktivitelerin her zaman zararlı olduğunu vurgulayan Şener, “Bunlar zamanla alışkanlık haline dönüşüyor. Özellikle yeni nesil belinin üzerine oturuyor ve omurga yapısını iyice bozuyor. Daha rahat ettiğimizi düşünüyoruz. Ancak vücut hemen rahat pozisyona alışıyor, otururken, yürürken hep öne doğru bir pozisyon alıyoruz. Endüstriyel devrimin ilerlemesiyle birlikte bel-boyun ağrılarının görülme sıklığı dünyada artış göstermiştir. Bilgisayar kullanımı ve çanta taşıma koşullarına bağlı olarak genelde tek omuz düşük oluyor. Omuzlardan birinin düşük olması bile arkadaki kürek kemiğinin düşmesine, omurgada yamukluk oluşmasına sebep oluyor. Duruşumuzda sosyolojik faktörler de önemli. Sosyal istismarlar örneğin… Mutlu olduğunuz duruşla, mutsuz olduğunuzdaki duruş bile fark ediyor” dedi.

KUTU
Yapılacak ilk adım farkındalığı oluşturmak. Farkındalığı oluşturmak gerekiyor ki üzerine birtakım şeyleri yerleştirebilelim.
Ayna karşısında duruşunuza bakın. İki omzunuz da aynı seviyede olmalı.
Öncelikle kendinize iyi bakmanız lazım. Ofis ortamlarda uzun süreli aynı pozisyonlarda kalmamaya dikkat edin. Dik oturun.
Ergonomik olmayan durumlar da bu noktada önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Ofis ortamında vücudu doğru kullanmalıyız ki daha çok ve daha verimli çalışabilelim. Örneğin bilgisayarın doğru şekilde konumlanması önemli… En azından ergonomik koşulları doğru hale getirmek gerekiyor.
Masa başında çalışırken sırtımız tam olarak destekli olmalı, ayaklarımızın altında bir desteğin olması önemli. Kollarımız gövdeden çok uzak olmamalı. Bilgisayarın üst kısmı göz hizasına gelecek şekilde yerleştirin ama boynunuzu dik tutmalısınız.
Çalışma ortamındaki hava koşulları da çok önemli. Aydınlanma ve gürültü de dikkat edilmesi gereken konulardan.
Hep aynı pozisyonda uzun süre kalmayın, en azından arada bir kalkıp yürüyün.
Vücudu sağlam tutmanın en önemli yolu egzersiz. Egzersiz yapmadığımızda vücut esnekliğini kaybediyor ve kas kuvveti azalıyor. Egzersiz yapmaya çalışın.
Omurgayla ilgili bir sorun varsa öncelikle doktora başvurunuz. Daha sonra düzgün postür ve ağrıları azaltmak için fizyoterapist ile görüşebilirsiniz.